Devlet Harcamalarında Disiplin Şart mı?

Devlet harcamaları, ekonomilerin büyümesinden sosyal refahın sağlanmasına kadar kritik bir rol oynar. Ancak bu harcamaların kontrolsüz şekilde genişlemesi, bütçe açıklarına, yüksek borç stoklarına ve hatta ekonomik krizlere yol açabilir. Peki, devlet harcamalarında disiplin şart mı? Bu soruya yanıt ararken, “disiplin” kavramını doğru tanımlamak ve ekonomik dinamiklerle insani ihtiyaçlar arasında denge kurmak gerekiyor.

1. Mali Disiplin Nedir? Neden Önemli?

Mali disiplin, devletin gelirleriyle harcamalarını dengede tutma, borçlanmayı sürdürülebilir seviyede tutma ve kaynakları verimli kullanma ilkesidir. Bu disiplin, kısa vadeli popülist politikalar yerine, uzun vadeli ekonomik istikrarı hedefler. Örneğin, Almanya’nın anayasal “borç freni” kuralı (borçlanmayı GSYİH’nın %0,35’i ile sınırlama), mali disiplinin somut bir örneğidir.

Ancak disiplin, katı bir kemer sıkma politikası değildir. 2008 küresel krizinde, ABD ve AB ülkeleri Keynesyen bir yaklaşımla ekonomiyi canlandırmak için harcamaları artırmış, ancak 2010’dan sonra borç kontrolüne odaklanmıştır. Disiplin, “ne zaman harcama yapılacağını” stratejik olarak belirlemekle ilgilidir.

2. Disiplin Eksikliğinin Riskleri

  • Borç Kısır Döngüsü: Yunanistan’ın 2009’da iflasa sürüklenmesi, kamu harcamalarında disiplinsizliğin en çarpıcı örneğidir. GSYİH’nın %180’ini aşan borç stoku, ülkeyi kemer sıkma programlarına mahkûm etti.
  • Enflasyon ve Para Birimi Krizi: Kontrolsüz harcamalar, merkez bankalarını para basmaya zorlayarak enflasyonu tetikler. Türkiye’de 2022’de %85’e ulaşan enflasyon, bu riskin güncel bir yansımasıdır.
  • Özel Sektörün Baskılanması: Aşırı borçlanma, faiz oranlarını yükselterek şirketlerin ve bireylerin kredi erişimini zorlaştırır (crowding-out etkisi).

3. Esneklik mi Disiplin mi? Krizlerde Denge Arayışı

Mali disiplin, ekonomik darboğazlarda sorgulanır. COVID-19 pandemisinde, dünya genelinde hükümetler sağlık sistemi ve işsizlik yardımları için trilyonlarca dolar harcadı. ABD’nin 2,2 trilyon dolarlık CARES Yasası, GSYİH’nın %10’unu aşan bir paketti. Bu durumda disiplin, “kontrolsüz harcama” değil, “amaç odaklı ve geçici” genişlemeydi.

Ancak kriz sonrası toparlanma dönemlerinde disiplin yeniden öne çıkar. IMF, 2023’te yüksek borçlu ülkeleri “konsolidasyon” çağrısı yaparak dengeli bütçe hedefini vurguladı.

4. Akıllı Disiplin: Nasıl Uygulanmalı?

  • Şeffaflık ve Hesap Verebilirlik: Harcama kararları, bağımsız kurumlar ve sivil toplum tarafından denetlenmeli.
  • Yapısal Reformlar: Vergi tabanını genişletmek, kayıt dışı ekonomiyle mücadele, sübvansiyonları verimli sektörlere yönlendirmek.
  • Kurallara Dayalı Sistemler: İsviçre’de olduğu gibi bütçe fazlası hedefi veya “altın kural” (borçlanmanın sadece yatırım için kullanılması).

5. Türkiye Özelinde Disiplin ve Büyüme İkilemi

Türkiye, 2018’den bu yana düşük faiz-yüksek kredi politikasıyla büyümeyi hedefledi. Ancak Merkez Bankası’nın faiz indirimleri ve döviz müdahaleleri, enflasyon ve kur şoklarını tetikledi. Bu durum, disiplin eksikliğinin faturasını gösteriyor. Öte yandan, 2023’te deprem sonrası yapılan harcamalar, “esnek disiplin” gerekliliğini hatırlattı.

Sonuç: Disiplin, Denge Demektir

Devlet harcamalarında disiplin, ekonomik istikrar için şarttır. Ancak bu, katı bir tasarruf politikası değil, stratejik bir planlamadır. Kriz dönemlerinde esnek davranabilen, ancak borçlanmayı sürdürülebilir seviyede tutan ülkeler, uzun vadede refahı yakalar. Unutmamak gerekir: Disiplin, “harcamamak” değil, “doğru yere harcamak” demektir.

Not: Ekonomi canlı bir organizmadır. Tek bir formül tüm ülkeler için geçerli olamaz. Ancak disiplinli bir maliye politikası, en zorlu koşullarda dahi güven veren bir çapa işlevi görür.