Yeni Haftada Piyasalarda Rüzgâr Nereden Esecek?

Piyasalar yeni haftaya oldukça yoğun, hatta stresli bir gündemle giriyor. Siyasi, ekonomik ve jeopolitik gelişmelerin iç içe geçtiği bu süreçte yatırımcılar için yön tayin etmek her zamankinden daha zor hale geliyor. Özellikle ABD’nin ticaret politikaları, Japonya’ya yönelik olası yaptırımlar, İngiltere’deki politik belirsizlikler, Wall Street’teki toparlanma süreci ve stablecoin piyasasında atılan düzenleyici adımlar, bu haftanın en kritik gelişmeleri arasında yer alıyor.

Ticaret savaşı olasılığı yeniden masaya konmuş durumda. ABD Başkanı Trump’ın dünya genelinde 180 ülkeye tanıdığı ticaret anlaşması süresi 9 Temmuz’da sona eriyor. Şu ana kadar yalnızca İngiltere ile sınırlı bir anlaşma sağlanmışken, Vietnam’la prensipte mutabakata varıldı. Ancak geriye kalan çok sayıda ülkeyle henüz net bir çerçeve çizilmiş değil. Sürenin uzatılıp uzatılmayacağı ise belirsizliğini koruyor. Eğer yeni haftada bu konuda uzlaşma sinyali gelmezse, küresel piyasalarda risk algısında ciddi bir artış yaşanabilir. Özellikle gelişmekte olan ülkeler bu ticaret belirsizliğinden olumsuz etkilenmeye oldukça açık konumda.

Japonya ise bir diğer sıcak başlık. ABD’nin Japonya’dan ithal edilen mallara yüzde 30 ila 35 arasında değişen ek gümrük vergileri getirmeyi değerlendirdiği belirtiliyor. Bu açıklama, iki ülke arasında ticaretin en kritik ayağı olan otomotiv sektörünü doğrudan hedef alıyor. Japon otomobil devleri için bu durum yalnızca ihracat gelirlerinin değil, global tedarik zincirlerinin de ciddi şekilde etkilenebileceği anlamına geliyor. Eğer bu vergiler yürürlüğe girerse, hem Japon Yeni üzerindeki baskı artar hem de Asya borsalarında ciddi bir satış dalgası tetiklenebilir.

İngiltere ise iç siyasi ve ekonomik belirsizliklerle boğuşmaya devam ediyor. Ülkede büyüme rakamları, konut fiyatları ve otomobil satışları gibi önemli veriler önümüzdeki günlerde açıklanacak. Ancak ekonomik veriler kadar, hükümetin başındaki isimlerin durumu da piyasaları yakından ilgilendiriyor. Bütçe açığı, artan kamu borcu ve siyasi liderlik tartışmaları birleşince, İngiliz sterlini üzerinde volatilite yaratmaya devam edebilir. Özellikle AB sonrası dönem için ekonomik entegrasyon konusunda belirsizlik hâlâ aşılamamış durumda.

Bu arada Wall Street cephesinde rüzgar tersine dönmeye başlamış gibi görünüyor. Yıl başında Avrupa borsalarının 2025’in yıldızı olması bekleniyordu. Ancak ABD borsaları, özellikle S&P 500, son haftalarda güçlü bir toparlanma sergiledi. Nvidia gibi teknoloji devlerinin öncülüğünde yaşanan bu yükseliş, yatırımcıların risk iştahında bir canlanma olduğuna işaret ediyor. Buna rağmen ABD ekonomisinde hâlâ faiz tartışmaları ve enflasyon dinamikleri gündemdeki yerini koruyor.

Son olarak dijital finans dünyasında da önemli bir gelişme kapıda: stablecoin düzenlemeleri. ABD’de gündeme gelen GENIUS Act isimli yasa tasarısı, stablecoin piyasasına yönelik ilk ciddi regülasyon adımı olabilir. Eğer bu düzenleme yürürlüğe girerse, yalnızca kripto para piyasasını değil, küresel finans sisteminin işleyişini de dönüştürebilir. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde bu tür dolar bazlı dijital paraların yaygınlaşması, merkez bankalarının para politikası üzerindeki kontrolünü zayıflatabileceği için endişeyle takip ediliyor. Bir yandan finansal erişimi artıran bu ürünler, öte yandan dolarizasyon etkisiyle kırılgan ekonomileri daha da zora sokabilir.

Tüm bu başlıklar ışığında bakıldığında, yeni hafta küresel piyasalar açısından sakin geçmeyecek gibi görünüyor. Ticaret politikaları ve regülasyonlar piyasaların yönünü belirleyecek en önemli iki unsur olarak öne çıkıyor. Küresel yatırımcılar için ise bu başlıklar, yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda stratejik risk unsurları taşıyor. Bu nedenle temkinli olmak, veri akışını ve siyasi gelişmeleri anbean takip etmek, özellikle kısa vadeli yatırım kararlarında büyük önem taşıyor. Ekonomik rüzgâr bu hafta hangi yöne dönerse dönsün, belirleyici olan “haber akışı” olacak.