Türkiye Ekonomisi 2025 Yılının İlk Çeyreğinde Yüzde 2 Büyüdü

Türkiye ekonomisi, 2025 yılının ilk çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 2 oranında büyüme kaydetti. Büyüme oranı, son yıllardaki performansla karşılaştırıldığında yavaşlamaya işaret ediyor.

GSYH Cari Fiyatlarla 12,1 Trilyon Liraya Ulaştı

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı verilere göre, 2025 yılı Ocak-Mart dönemine ilişkin gayri safi yurt içi hasıla (GSYH) zincirlenmiş hacim endeksi, bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 2 artış gösterdi.

Cari fiyatlarla GSYH, söz konusu dönemde yüzde 36,7 artarak 12 trilyon 125 milyar 173 milyon liraya yükseldi. ABD doları bazında ise GSYH ilk çeyrekte 335 milyar 504 milyon dolar olarak hesaplandı.

Sektörel Büyüme Performansları: İnşaat Önde, Tarım ve Sanayi Geriledi

GSYH’yi oluşturan ekonomik faaliyet kollarına göre en dikkat çekici artış inşaat sektöründe yaşandı. Sektör bazında büyüme verileri şu şekilde:

  • İnşaat: +%7,3
  • Bilgi ve İletişim: +%6,1
  • Diğer Hizmet Faaliyetleri: +%4,7
  • Mesleki, İdari ve Destek Hizmetleri: +%4
  • Gayrimenkul Faaliyetleri: +%2,4
  • Ürün Üzerindeki Vergiler – Sübvansiyonlar: +%1,8
  • Hizmetler Genel: +%1,3
  • Finans ve Sigorta Faaliyetleri: +%0,5
  • Kamu Yönetimi, Eğitim, Sağlık: +%0,3
  • Sanayi: –%1,8
  • Tarım: –%2

Özellikle tarım ve sanayi sektörlerinde yaşanan daralma, toplam büyüme üzerinde aşağı yönlü baskı yarattı.

Büyümede Düşüş Trendi Dikkat Çekiyor

Türkiye ekonomisinin son yıllardaki büyüme seyri aşağıdaki gibidir:

Yıl1. Çeyrek2. Çeyrek3. Çeyrek4. ÇeyrekYıllık
20217,522,389,711,4
20227,87,64,13,35,5
20234,54,66,54,65,1
20245,42,42,233,2
20252

Bu tablo, özellikle 2024’ten itibaren ekonomik büyümede yavaşlama eğiliminin netleştiğini gösteriyor.

Dengeli Ancak Zayıf Bir Başlangıç

2025’in ilk çeyreğinde elde edilen yüzde 2’lik büyüme, küresel belirsizlikler, iç tüketimde yavaşlama ve sıkı para politikalarının etkisiyle sınırlı kaldı. Bu durum, özellikle reel sektörün desteklenmesi, tarım ve sanayi gibi temel alanlarda üretkenliğin artırılması gerektiğine işaret ediyor.

Önümüzdeki çeyreklerde hem kamu yatırımlarının yönü hem de dış talep gelişmeleri, büyüme görünümünde belirleyici olacak. Ayrıca enflasyonla mücadelede kararlılığın sürmesi, büyüme-kalıcı istikrar dengesinin korunması açısından kritik önem taşıyor.