ABD Başkanı Donald Trump, Federal Reserve’ün bir sonraki başkanına ilişkin beklentilerini net bir şekilde ortaya koyarak, faiz oranlarında “büyük miktarda” indirim yapılmasını savunan bir ismin göreve geleceğini açıkladı. Trump, ikinci başkanlık döneminin ilk yılına ilişkin ekonomik ve ulusal güvenlik alanındaki başarılarını anlattığı ulusal konuşmasında, Fed başkanlığı için geri sayımın başladığını ve bu tercihin özellikle faiz politikası açısından belirleyici olacağını vurguladı.
Trump konuşmasında, yakında Federal Reserve’ün yeni başkanını açıklayacağını belirterek, bu kişinin faiz oranlarında güçlü indirimlerden yana olacağını ve bunun ipotek ödemelerini daha da aşağı çekeceğini ifade etti. Başkan, daha önce yaptığı açıklamalarda mevcut Fed Başkanı Jerome Powell’ın halefinin gelecek yılın başlarında ilan edileceğini söylemişti. Bu mesajlar, para politikasında daha gevşek bir dönemin hedeflendiğine dair güçlü bir sinyal olarak değerlendiriliyor.
Kulislerde öne çıkan isimler arasında Beyaz Saray Ekonomi Danışmanı Kevin Hassett, eski Fed Yönetim Kurulu üyesi Kevin Warsh ve halen Fed Yönetim Kurulu’nda görev yapan Chris Waller bulunuyor. Bu üç ismin de mevcut faiz seviyelerinin ekonomik büyümeyi sınırladığı görüşünde olduğu ve daha düşük faiz oranlarını desteklediği biliniyor. Ancak hiçbir aday, Trump’ın zaman zaman dile getirdiği ve kriz dönemlerine özgü kabul edilen yüzde 1 seviyesindeki faiz oranlarını açıkça savunduğunu belirtmiş değil.
Hâlihazırda ABD Merkez Bankası’nın politika faizi yüzde 3,5 ile yüzde 3,75 aralığında bulunuyor. Trump ise uzun süredir daha düşük faiz oranlarının ekonomik aktiviteyi canlandıracağını ve özellikle konut piyasasında rahatlama sağlayacağını savunuyor. Başkan, defalarca ipotek faizlerinin düşürülmesi gerektiğini vurgulasa da, Fed’in doğrudan kontrol ettiği kısa vadeli faizlerin uzun vadeli borçlanma maliyetleri üzerindeki etkisinin sınırlı olduğu da biliniyor. Nitekim ipotek faizleri, İşçi Bayramı’ndan bu yana yüzde 6,3–6,4 bandında seyrediyor.
Trump’ın geçtiğimiz hafta Wall Street Journal’a verdiği demeçte, Fed başkanlığı için Kevin Warsh veya Kevin Hassett’e daha sıcak baktığını söylediği hatırlatılıyor. Çarşamba günü ise Chris Waller ile temasların sürdüğü ifade edildi. Bu tablo, Trump’ın nihai kararını vermeden önce adaylar üzerindeki değerlendirmelerini yoğunlaştırdığını gösteriyor.
Piyasa çevreleri, Trump’ın seçeceği Fed başkanının sadece faiz politikası açısından değil, aynı zamanda Fed’in bağımsızlığı ve piyasa güveni açısından da yakından izleneceğini belirtiyor. Özellikle agresif faiz indirimi söylemlerinin, enflasyon beklentileri ve doların küresel konumu üzerinde nasıl bir etki yaratacağı tartışma konusu olmaya devam ediyor.
