Uluslararası Yangın Zirvesi’nde Elektrik Kaynaklı Risklere Karşı Yeni Dönem
Trimbox ana sponsorluğunda ve TÜMBİFED koordinasyonunda düzenlenen Uluslararası Yangın Zirvesi, yangın güvenliği alanında ezber bozan bir yaklaşımı gündeme taşıdı. Zirvede, bugüne kadar ağırlıklı olarak yangın esnası ve sonrasına odaklanan algılama, söndürme ve tahliye merkezli anlayışın yeterli olmadığı vurgulanırken, asıl kritik noktanın yangın öncesi önleyici tedbirler olduğu net şekilde ortaya kondu. Uzmanlar, özellikle elektrik kaynaklı yangınların büyük ölçüde önlenebilir riskler olduğuna dikkat çekti.
Uluslararası standartlar, yönetmelikler ve uygulamaların çoğunda yangın güvenliği hâlâ yangın çıktıktan sonra devreye giren sistemler üzerinden ele alınıyor. Ancak zirvede paylaşılan teknik analizler, yangınların önemli bir bölümünün kaynağında elektriksel sorunlar bulunduğunu ve bu risklerin doğru mühendislik çözümleriyle henüz yangın başlamadan bertaraf edilebileceğini ortaya koydu. Elektrik altyapısında meydana gelen ani ve aşırı gerilimlerin, özellikle eski ve yoğun kullanılan yapılarda ciddi bir yangın tetikleyicisi olduğu vurgulandı.
Zirvenin en dikkat çekici başlıklarından biri, sektörde sıklıkla karıştırılan SPD ve SSD kavramlarının net biçimde ayrıştırılması oldu. Yapılan sunumlarda, SPD’nin (Surge Protective Device) parafudr karşılığı olduğu, SSD’nin (Surge Suppression Device) ise aşırı gerilim sönümleyici olarak tanımlandığı açıkça ifade edildi. Türkiye’de yürürlükte olan mevzuatta parafudr tanımının “aşırı gerilim sönümleyici” şeklinde yer almasının uygulamada kavram karmaşasına yol açtığı, ancak etkin nötr koruması ve gerçek aşırı gerilim güvenliğinin yalnızca doğru konumlandırılmış aşırı gerilim sönümleyicilerle sağlanabildiği belirtildi. Paylaşılan saha verileri, SPD ve SSD ayrımının doğru yapılması ve uygun ürünlerin doğru noktalarda kullanılması halinde elektrik kaynaklı yapı yangınlarının yüzde 85 ila 95 oranında azaltılabileceğini gösterdi.
Zirvede ele alınan bir diğer önemli konu ise şebeke kaynaklı elektriksel problemlerin dünya genelinde garanti kapsamı dışında tutulması oldu. Otellerden sanayi tesislerine, veri merkezlerinden kamu binalarına kadar pek çok yapının bu nedenle ciddi risk altında olduğu vurgulandı. Sunumlarda, Türkiye’de aşırı gerilim sönümleyici çözümlerinin kullanımıyla bu risklerin güvence altına alınabildiği, hem ekipman hasarlarının hem de yangınların önlenebildiği örneklerle aktarıldı. Bu durum, yangın güvenliğinin yalnızca bir acil durum meselesi değil, aynı zamanda sigorta, işletme sürekliliği ve ekonomik sürdürülebilirlik konusu olduğunu da ortaya koydu.
Trimbox tarafından geliştirilen teknik çözümler kapsamında Türkiye’de bir ilk daha hayata geçirildi. Tek faz ve üç faz aşırı gerilim sönümleyiciler ile nötr-toprak regülatörleri için özgün semboller oluşturularak tek hat şemalarına dâhil edildi. Bu adım, yalnızca yeni bir ürün ya da sembol geliştirilmesi olarak değil, elektrik güvenliği yaklaşımının mühendislik diline doğrudan entegre edilmesi açısından da önemli bir eşik olarak değerlendirildi. Uzmanlara göre bu tür standartlaşmalar, projelendirme aşamasında yapılan hataların ve eksiklerin önüne geçilmesini sağlayarak yangın riskini daha en baştan azaltıyor.
Zirvede ayrıca mevzuat boyutu da ele alındı. Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik ile İç Tesisleri Proje Hazırlama Yönetmeliği’nde yapılacak küçük ama teknik açıdan doğru düzenlemelerin, elektrik kaynaklı yangınlarda çok büyük bir düşüş sağlayabileceği bilimsel verilerle ortaya kondu. Bu değişikliklerin yalnızca can ve mal kaybını azaltmakla kalmayacağı, aynı zamanda sigorta primlerinden kamu harcamalarına kadar geniş bir yelpazede ülke ekonomisine doğrudan katkı sunacağı ifade edildi.
Trimbox Kurucusu ve Başmühendisi Evren Yurttaş da zirvede yaptığı konuşmada, yangın güvenliğinde bakış açısının değişmesi gerektiğini vurguladı. Yurttaş, yangına hızlı müdahalenin ve söndürmenin büyük bir başarı olduğunu ve itfaiye teşkilatlarının gerçek kahramanlar olduğunu belirtirken, asıl büyük başarının yangının hiç başlamamasını sağlamak olduğunu dile getirdi. Elektrik yangınlarının kader olmadığını ifade eden Yurttaş, doğru teknoloji ve doğru mevzuatla bu risklerin büyük ölçüde ortadan kaldırılabileceğini söyledi.
Uluslararası Yangın Zirvesi, bu yönüyle yalnızca bir sektör buluşması değil, yangın güvenliğinde “önleyici mühendislik” yaklaşımını merkeze alan yeni bir dönemin başlangıcı olarak değerlendiriliyor. Uzmanlar, özellikle artan yapı yoğunluğu, enerji tüketimi ve iklim koşulları dikkate alındığında, yangınla mücadelenin yangın sonrası değil, yangın öncesi alınacak tedbirlerle kazanılabileceği konusunda hemfikir.








