Avrupa Komisyonu’nun, 2035’ten itibaren yeni içten yanmalı motorlu otomobillerin satışını yasaklayan düzenlemede esneklik arayışına girdiği bildiriliyor. Almanya ve İtalya başta olmak üzere bazı üye ülkeler ile Avrupa otomotiv sektöründen gelen yoğun baskıların ardından Komisyon’un, elektrikli olmayan araçların toplam yeni araç satışlarının yüzde 10’una kadar piyasada kalmasına izin verebilecek bir modeli değerlendirdiği ifade ediliyor. Bu yaklaşım, özellikle küresel rekabette zorlanan Avrupalı üreticilere kısmi bir rahatlama sağlamayı amaçlıyor.
Söz konusu adımın arka planında, Tesla ve hızla büyüyen Çinli elektrikli araç üreticileri karşısında pazar payı kaybeden Avrupalı markaların talepleri bulunuyor. Yeni değerlendirmeye göre, tamamen elektrikli olmayan ancak CO2 nötr biyoyakıt veya sentetik yakıt kullanan plug-in hibrit araçlar ile menzil uzatıcı sistemlere sahip modellerin satışına 2035 sonrasında da sınırlı ölçüde devam edilebilecek. Böylece Komisyon, iklim hedeflerinden tamamen vazgeçmeden teknoloji nötrlüğüne daha fazla alan açmayı hedefliyor.
Planlanan değişikliğin hayata geçebilmesi için AB üyesi ülkelerin yanı sıra Avrupa Parlamentosu’nun da onayı gerekiyor. Bu nedenle sürecin siyasi müzakerelere açık olduğu ve tartışmaların önümüzdeki dönemde daha da yoğunlaşabileceği belirtiliyor. Yine de bu adım, Avrupa Komisyonu’nun son beş yılda benimsediği katı yeşil dönüşüm politikalarında en önemli geri dönüşlerden biri olarak değerlendiriliyor.
Komisyonun aynı zamanda, Avrupa’daki yeni otomobil satışlarının yaklaşık yüzde 60’ını oluşturan şirket araçlarında elektrikli araç kullanımını artırmaya yönelik yeni önlemler açıklaması bekleniyor. Bu kapsamda, küçük ve uygun fiyatlı elektrikli otomobiller için daha düşük vergi uygulamaları, üreticilere CO2 hedefleri doğrultusunda ek kredi imkânları ve yeni bir düzenleyici kategori oluşturulması gündemde. Amaç, bireysel tüketicilerin yanı sıra filo ve şirket araçlarında da elektrikli dönüşümü hızlandırmak.
Uzmanlara göre Komisyon’un üzerinde çalıştığı bu esneklik paketi, bir yandan Avrupa otomotiv sanayisinin rekabet gücünü korumayı, diğer yandan da iklim hedeflerinden tamamen sapmamayı amaçlayan bir denge arayışını yansıtıyor. Ancak çevre örgütleri, içten yanmalı motorlara tanınacak her türlü istisnanın 2035 hedefini zayıflatabileceği uyarısında bulunurken, sanayi temsilcileri bu adımı “gerçekçi bir geçiş” olarak savunuyor.










