ABD’de 43 gün süren hükümet kapanmasının ardından gecikmeli olarak açıklanan kasım ayı tarım dışı istihdam verileri, beklentilerin üzerinde bir artışa işaret ederken işsizlik oranındaki yükseliş dikkat çekti. ABD Çalışma Bakanlığı İstatistik Bürosu’nun yayımladığı rapora göre, kasım ayında tarım dışı istihdam 64 bin kişi arttı. Piyasa beklentisi artışın 50 bin civarında gerçekleşmesi yönündeydi. Bu tablo, istihdam artış hızının zayıfladığına ancak ekonominin halen yeni iş yaratabildiğine işaret etti.
Detaylara bakıldığında, özel sektörde istihdamın 69 bin kişi arttığı, buna karşın kamu istihdamının 5 bin kişi azaldığı görüldü. Ortalama saatlik kazançlar aylık bazda yüzde 0,1 artarken, yıllık artış oranı yüzde 3,5 seviyesinde gerçekleşti. Ücret artışlarındaki bu ılımlı seyir, enflasyonist baskıların kontrol altında kalmaya devam ettiğine dair bir sinyal olarak değerlendiriliyor.
Raporda ekim ayına ilişkin revize edilmiş veriler de yer aldı. Buna göre ekim ayında tarım dışı istihdamda beklenenden çok daha sert bir düşüş yaşandı. İlk açıklamada 25 bin kişilik azalış olarak duyurulan veri, 105 bin kişilik gerileme şeklinde revize edildi. Bu güçlü aşağı yönlü revizyon, son dönemde iş gücü piyasasında dalgalanmanın arttığını ve ekonomik yavaşlama sinyallerinin daha belirgin hale geldiğini gösterdi.
Kasım ayı işsizlik oranı ise yüzde 4,6’ya yükselerek beklentilerin üzerine çıktı. Böylece işsizlik oranı 2021 yılından bu yana görülen en yüksek seviyeye ulaştı. Piyasa beklentisi işsizliğin yüzde 4,5 düzeyinde kalması yönündeydi. İşsizlikteki bu artış, istihdam artışı yaşanmasına rağmen iş gücüne katılım ve işten çıkarmalar tarafında dengenin bozulduğuna işaret ediyor.
Söz konusu veriler, ABD Merkez Bankası’nın para politikasına yönelik beklentiler açısından da önem taşıyor. İstihdam artışının sınırlı kalması ve işsizliğin yükselmesi, Fed üzerindeki sıkı para politikasını sürdürme baskısını bir miktar azaltabilir. Öte yandan ücret artışlarının halen yıllık bazda yüksek sayılabilecek seviyelerde olması, Fed’in temkinli duruşunu korumasına neden olabilir. Bu nedenle veriler, piyasalar açısından net bir yön sinyalinden ziyade, ekonomik soğumanın kademeli şekilde ilerlediğine işaret eden karmaşık bir tablo ortaya koyuyor.
