Türkiye’nin Taşıt Kullanım Alışkanlıkları Değişiyor

TÜİK verileri, ağır araçların yaşlanıp daha az yol yaptığını, motosikletlerin ise kullanım ve sayıda hızla yükseldiğini gösterdi.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı yıllık Taşıt-Kilometre istatistikleri, Türkiye’de ulaşım ve taşımacılık alışkanlıklarının sessiz ama köklü bir dönüşüm geçirdiğini ortaya koyuyor. Rakamlar, ilk bakışta artan araç sayısına işaret etse de detaylara inildiğinde tablo çok daha çarpıcı: Büyük ve ağır taşıtlar hem yaşlanıyor hem de daha az yol yaparken, motosikletler adeta tek başına yeni bir ulaşım rejimi kuruyor.

Trafikte kat edilen toplam mesafe 2015-2024 döneminde yüzde 53 oranında artmış durumda. Ancak bu artış, araç sayısındaki yükselişle birlikte değerlendirildiğinde araç başına düşen ortalama mesafenin aynı dönemde yüzde 3 gerilediği görülüyor. Yani yollarda daha fazla taşıt var ama her bir araç eskisine kıyasla daha az mesafe kat ediyor. Bu durum, ekonomik koşullar, yakıt maliyetleri, şehir içi yoğunluk ve kullanım alışkanlıklarının değişmesiyle doğrudan ilişkili bir tablo sunuyor.

Otomobil satışlarında rekorlar konuşulurken, otomobillerin toplamda daha fazla yol yaptığı ancak bu artışın sınırlı kaldığı görülüyor. Son 10 yılda otomobillerin toplam kat ettiği mesafe yüzde 61 artarken, araç başına düşen kullanımdaki artış sadece yüzde 5 seviyesinde. Minibüslerde de benzer bir durum söz konusu; uzun vadede küçük artışlar görülse de son bir yılda araç başına kullanım geriliyor. Buna karşılık, otobüslerde tablo daha net bir daralmaya işaret ediyor. Otobüslerin hem toplam kat ettiği mesafe hem de araç başına kullanımında son 10 yılda belirgin düşüşler var. Bu gerileme, toplu taşımada yolcu alışkanlıklarının değişimi, pandemi etkileri ve alternatif ulaşım biçimlerinin yaygınlaşmasıyla birlikte okunuyor.

En dikkat çekici kırılma ise üretim ve lojistiğin temel unsurları olan kamyon ve kamyonetlerde yaşanıyor. Kamyonlarda araç başına düşen kat edilen yolun 10 yılda yüzde 28 azalması, taşımacılıkta maliyet baskısı, filo yenileme zorlukları ve ekonomik daralma sinyalleri açısından önemli bir gösterge. Kamyonetlerde bu düşüş daha sınırlı olsa da eğilim benzer yönde. Büyük araçlar yollarda daha az, daha temkinli ve çoğu zaman daha yaşlı şekilde varlık gösteriyor.

Buna karşın motosikletler neredeyse tüm göstergeleri altüst etmiş durumda. 2015’ten bu yana motosikletlerin toplam kat ettiği mesafe yüzde 194 artarken, araç başına kullanım yüzde 38 yükseldi. Sadece son bir yılda bir motosikletin ortalama yaptığı yolun yüzde 30 artması, bu araçların artık yalnızca hobi ya da tali bir seçenek değil, ana ulaşım aracı haline geldiğini gösteriyor. Şehir içi trafiğin yoğunluğu, artan yakıt fiyatları, düşük satın alma maliyetleri ve esnek kullanım avantajı, motosikleti özellikle büyük şehirlerde vazgeçilmez kılıyor.

Araç parkının yapısına bakıldığında da dönüşüm net şekilde görülüyor. Otomobillerin toplam taşıtlar içindeki payı yıllar içinde düşerken, motosikletlerin payı yaklaşık 10 puan artarak yüzde 21’i aşmış durumda. 2002’den bu yana otomobil, minibüs, otobüs ve kamyonların payları azalırken, motosikletler tek başına büyüme hikâyesi yazıyor. Kamyonetler bir dönem yükselişe geçse de 2018 sonrası düşüş eğilimine girmiş durumda.

Bu değişimin bir diğer yüzü ise araç yaşları. Satışlardaki artışa rağmen Türkiye’de taşıt parkı genel olarak yaşlanıyor. Özellikle otobüs, kamyon ve kamyonetlerde 12 yaş ve üzeri araç sayısındaki artış dikkat çekiyor. Bu durum hem bakım maliyetlerini yükseltiyor hem de trafik güvenliği ve çevresel etkiler açısından risk oluşturuyor. Otomobil ve motosikletlerde yaşlı araç oranı görece azalırken, ticari ve ağır araçlarda yaşlanma eğilimi daha belirgin hale geliyor.

Ortaya çıkan tablo, Türkiye’de ulaşımın bireyselleştiğini, hafif ve çevik araçlara yönelimin hızlandığını, buna karşılık büyük ölçekli taşımacılıkta bir yavaşlama ve yaşlanma yaşandığını gösteriyor. Uzmanlar, bu eğilimin devam etmesi halinde şehir planlamasından trafik güvenliğine, enerji tüketiminden lojistik stratejilere kadar pek çok alanda yeni düzenlemelere ihtiyaç doğacağını vurguluyor. Motosikletlerin patlayan yükselişi bir çözüm gibi görünse de, altyapı ve güvenlik önlemleri desteklenmediği sürece yeni sorunları da beraberinde getirebilir. Türkiye’nin taşıt haritası yeniden çizilirken, bu dönüşümün doğru okunması ve uzun vadeli politikalarla yönetilmesi kritik önem taşıyor.