ABD’de temmuz ayına ilişkin enflasyon verileri, piyasa beklentilerini büyük ölçüde karşıladı ve Fed’in eylül ayında faiz indirimine gidebileceği yönündeki umutları güçlendirdi. Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), hazirandaki %0,3’lük artışın ardından temmuzda %0,2 yükseldi. Yıllık artış ise %2,7 ile haziran seviyesinde kaldı ve piyasanın beklediği %2,8’in hafif altında gerçekleşti. Enflasyonun ılımlı seyri, özellikle gıda ve enerji fiyatlarındaki dengelenme sayesinde oldu.
Gıda fiyatları, iki ay üst üste %0,3 artış göstermesinin ardından temmuzda sabit kaldı. Marketlerdeki gıda fiyatları %0,1 geriledi; bunda yumurta fiyatlarının %3,9 düşmesi etkili olurken, sığır eti ve süt fiyatlarındaki artış bu düşüşü dengeleyemedi. Benzin fiyatlarının düşmesi ise gümrük vergisine duyarlı mallardaki fiyat artışlarını telafi etti. Çekirdek TÜFE, aylık bazda %0,3 ve yıllık bazda %3,1 artarak istikrarlı bir görünüm sundu.
Hizmetler tarafında havayolu biletlerindeki %4’lük aylık artış ve sağlık harcamalarındaki %0,7’lik yükseliş dikkat çekti. Bu durum, hizmet enflasyonundaki düşüş trendinin duraksadığını gösteriyor. Fed’in hizmet fiyatlarına daha çok önem verdiği düşünüldüğünde, bu gelişmeler faiz indirimi ihtimalini tamamen garanti altına almıyor. Yine de CME FedWatch verilerine göre yatırımcılar, eylülde faiz indirimi olasılığını %92 olarak görüyor.
Ekonomik tabloya bütçe cephesinden bakıldığında ise tablo daha karışık. ABD Hazine Bakanlığı, temmuz ayında bütçe açığının yıllık bazda yaklaşık %20 artarak 291 milyar dolara çıktığını açıkladı. Bu artışta harcamaların gelirlerden daha hızlı yükselmesi ve gümrük vergilerinden kaynaklanan yaklaşık 21 milyar dolarlık ek maliyet etkili oldu. İş günü sayısındaki fark düzeltilince bile açığın 271 milyar dolara çıkacağı hesaplanıyor.
Küresel piyasalarda ise ABD verilerinin yarattığı iyimserlik hissedildi. Ilımlı enflasyon, Fed’in eylülde faiz indirimine gideceği beklentisini zayıflatmadı. Washington ile Pekin arasındaki ticaret savaşında tansiyonun düşmesi, dünya borsalarında yükselişi destekledi. ABD 2 yıllık tahvil getirileri 1,1 baz puan düşerek %3,743’e gerilerken, 10 yıllık tahvillerin getirisi 3,5 baz puan artarak %4,308’e yükseldi. Altın fiyatı ise zayıflayan doların etkisiyle 3.350 dolar civarında seyretti. Alaska’da yapılacak Trump-Putin görüşmesi öncesi jeopolitik belirsizlikler, ons altının 3.400 dolara doğru yeniden hareketlenme ihtimalini canlı tutuyor.
Enerji tarafında OPEC ve ABD Enerji Enformasyon İdaresi’nin raporları, petrol piyasasına dair önemli sinyaller verdi. 2026’da ABD’de üretimin düşeceği, diğer bölgelerde ise artacağı öngörülüyor. OPEC, 2026 küresel petrol talebi artışı tahminini günlük 1,38 milyon varile yükseltirken, arz tarafında OPEC+ dışındaki üreticilerin katkısının önceki tahminlerden düşük olacağını bildirdi. Bu da piyasa görünümünün daha sıkı olacağına işaret ediyor.
Sonuç olarak, ABD enflasyon verileri şimdilik “en kötü senaryo”yu masadan kaldırmış durumda. Ancak hizmet enflasyonu ve bütçe açığı gibi alanlarda görülen direnç, Fed’in temkinli davranmasına neden olabilir. Küresel piyasalar ise hem ticaret cephesindeki yumuşama hem de faiz indirimi beklentilerinin desteğiyle yükselişini sürdürüyor. Bu tablo, kısa vadede yatırımcı güvenini artırsa da, jeopolitik riskler ve enerji piyasasındaki olası sıkılaşma, ilerleyen dönemde volatilitenin yeniden yükselmesine neden olabilir.










