Dünya değişiyor. Teknolojiden kültüre, siyasetten ekonomiye kadar hemen her alanda bu değişimin dinamosu olan bir güç var: Kadınlar.
Tarihte uzun yıllar boyunca ekonomide “arka planda” görülen kadınlar, bugün artık sadece istihdamın değil, girişimciliğin, inovasyonun ve sürdürülebilir kalkınmanın merkezinde yer alıyor. Kadınların ekonomide daha aktif rol alması, sadece toplumsal cinsiyet eşitliği açısından değil, ekonomik büyüme, rekabet gücü ve sosyal refah açısından da kilit bir öneme sahip.
Birleşmiş Milletler raporlarına göre, kadınların iş gücüne katılımının artırılması dünya ekonomisine trilyonlarca dolarlık ek bir büyüme potansiyeli sunuyor. McKinsey’in yaptığı bir araştırmada ise, kadınların ekonomide eşit koşullarda yer alması durumunda küresel GSYİH’nin 2025 yılına kadar %26 artabileceği öngörülüyor. Yani mesele sadece adalet değil, aynı zamanda akılcı bir ekonomik tercih.
Kadın Girişimciler: Değişimin Mimarı
Dünya genelinde kadın girişimciler, erkek meslektaşlarına göre daha dayanıklı, daha yaratıcı ve daha sürdürülebilir iş modelleri geliştirme eğiliminde. Türkiye’de de son yıllarda kadın girişimciliğinde kayda değer bir artış yaşanıyor. Girişimcilik ekosisteminde adeta bir “kadın devrimi” yaşanıyor. Teknoloji odaklı start-up’lardan tarımsal üretime, modadan fintek çözümlerine kadar her alanda kadın imzası görmek mümkün.
Üstelik kadınlar sadece kendi işlerini kurmakla kalmıyor, oluşturdukları istihdam ağıyla toplumsal kalkınmaya da katkı sağlıyorlar. Kadın girişimcilerin en önemli farklarından biri, sosyal fayda odaklı düşünmeleri ve daha kapsayıcı iş modelleri geliştirmeleri. Kısacası, kadınlar ekonomide sadece rakamları değil, oyunun kurallarını da değiştiriyor.
Görünmeyen Emek, Görünür Ekonomi
Kadınların ekonomiye katkısı yalnızca kayıtlı iş gücüyle sınırlı değil. Ev içi görünmeyen emek, gönüllü işler ve bakım hizmetleri, ekonominin en sessiz ama en temel taşıyıcı kolonları arasında. Eğer bu “görünmeyen emek” gerçek değerinde ölçülebilseydi, muhtemelen birçok ülkenin GSYİH’sı bambaşka seviyelere ulaşırdı.
Bu gerçek, ekonomik büyümenin arkasındaki insan kaynağının daha adil bir şekilde değerlendirilmesi gerektiğini gösteriyor. Kadınların eğitime, finansa, teknolojiye ve karar alma mekanizmalarına eşit erişimi sağlanmadan; kalkınmanın da, refahın da tam anlamıyla mümkün olmadığını artık net bir şekilde görüyoruz.
Ekonomik Dönüşümde Kadın Liderler
Dünyanın en büyük şirketlerinden KOBİ’lere kadar, kadın liderlerin iş dünyasında sergilediği vizyon ve insan odaklı yaklaşım, ekonomiye çok boyutlu bir dönüşüm getiriyor. Kriz anlarında daha dayanıklı, değişime daha açık ve sürdürülebilirliği önceliklendiren kadın liderler, adeta yeni nesil ekonominin yol haritasını yazıyor.
Bugün ekonomiyi dönüştüren kadınlar, sadece cinsiyet eşitliği için değil; daha adil, daha çevreci ve daha dirençli bir dünya için çalışıyor. Onların hikâyeleri, “başarının cinsiyeti yoktur” cümlesinin yaşayan ispatı.
Ekonomiyi Dönüştüren Kadınlardan İlham Veren İsimler
Dünya sahnesinde ekonomiye yön veren kadınların sayısı her geçen gün artıyor. Bunlar arasında vizyonlarıyla, liderlikleriyle ve başarı hikâyeleriyle öne çıkan pek çok isim var. İşte bazıları:
Globalden Örnekler:
- Kristalina Georgieva — Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı. Kriz dönemlerinde sergilediği soğukkanlı liderlik ve sürdürülebilir kalkınmaya verdiği önemle dünya ekonomisinin en güçlü kadınlarından biri.
- Mary Barra — General Motors CEO’su. Otomotiv sektörünün ilk kadın CEO’su olarak, GM’in elektrikli araç vizyonuna yön veriyor ve geleneksel sanayide büyük bir dönüşüm başlatıyor.
- Melinda French Gates — Bill & Melinda Gates Vakfı’nın kurucu ortağı. Teknoloji ve sağlık alanında kadınlara yatırım yapılmasının, ekonomik kalkınmanın en etkili yolu olduğuna dikkat çeken vizyoner bir yatırımcı ve bağışçı.
- Whitney Wolfe Herd — Bumble uygulamasının kurucusu ve dünyanın en genç kadın milyarder CEO’su. Kadınların dijital ekonomide liderlik ettiği bir girişimcilik hikâyesi yazdı.
Türkiye’den Örnekler:
- Güler Sabancı — Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı. Türkiye’nin en büyük sanayi ve finans gruplarından birinin başında, sürdürülebilir kalkınma, eğitim ve toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda öncü çalışmalara imza atıyor.
- Ebru Dorman — MV Holding CEO’su, melek yatırımcı. Türkiye’de kadın girişimciliğini desteklemek için birçok girişime yatırım yaptı, özellikle teknoloji odaklı start-up’larda kadın temsili için çalışıyor.
- Hanzade Doğan Boyner — Hepsiburada’nın kurucusu. Türkiye’nin e-ticaret devlerinden birini sıfırdan kurarak ülke ekonomisinin dijitalleşmesinde önemli bir rol üstlendi.
- Arzuhan Doğan Yalçındağ — Türkiye’nin önde gelen medya yöneticilerinden, iş dünyasında kadın liderliği konusundaki çalışmalarıyla biliniyor, TÜSİAD’ın ilk kadın başkanı olarak da tarihe geçti.
Ekonomiyi dönüştüren kadınlar, artık istisna değil, değişimin kuralı. Bugünün ve yarının ekonomileri, kadınların potansiyeli tam anlamıyla değerlendirildiğinde daha sürdürülebilir, daha kapsayıcı ve daha güçlü olacak. Artık mesele, bu dönüşüme kulak vermek ya da kayıtsız kalmak değil; bu dönüşümün bir parçası olup olmayacağımıza karar vermek.