TEPAV’dan Merkez Bankası’na “Hedef–Araç Uyumu” Uyarısı

TEPAV, enflasyon hedefiyle uyumsuz bir faiz indiriminin Merkez Bankası’nın güvenilirliğini zedeleyeceği uyarısında bulundu.

Faiz İndirimi Tartışması Kızışıyor

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), yılın son Para Politikası Kurulu toplantısının ardından faiz kararını 11 Aralık Perşembe günü açıklamaya hazırlanıyor. Piyasalarda beklentiler, politika faizinde 100 ila 150 baz puan arasında bir indirim yapılabileceği yönünde şekillenirken, Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı’nın (TEPAV) yayımladığı değerlendirme notu, olası bir faiz indiriminin para politikasının inandırıcılığı açısından önemli riskler taşıyabileceğine işaret ediyor.

TEPAV’ın 24’üncü Para Politikası Değerlendirme Notu’nda, mevcut enflasyon görünümü, beklentiler ve TCMB’nin uygulamaları birlikte ele alındığında, para politikasında hedef–araç uyumunun netleştirilmesinin kritik önemde olduğu vurgulandı. Değerlendirmeye göre Türkiye, Ekim 2025 itibarıyla aylık yüzde 2,55’lik tüketici enflasyonu ile G20 ülkeleri arasında ilk sırada yer alırken, yıllık enflasyonda da Arjantin’i geride bırakarak OECD ülkeleri içinde en yüksek enflasyona sahip ülke konumunu sürdürüyor.

Notta özellikle enflasyon beklentilerinin hâlâ güçlü bir şekilde çıpalanamadığına dikkat çekildi. Resmî olarak 2026 yıl sonu için yüzde 16 olarak belirlenen enflasyon hedefine karşın, piyasa katılımcılarının beklentisinin yüzde 23,2 düzeyinde olduğu, reel sektörün ise Kasım 2026 için yüzde 35,7 gibi oldukça yüksek bir enflasyon öngördüğü hatırlatıldı. Bu tablo, TEPAV’a göre para politikasının güvenilirliğinde belirgin bir zayıflamaya işaret ediyor.

Değerlendirme notunda, mart ayından bu yana yaşanan iç siyasi gelişmeler ile küresel ticarette artan korumacı eğilimlerin belirsizlikleri daha da artırdığı belirtilirken, bu ortamda Türkiye’nin risk priminin kalıcı biçimde düşürülememesinin makroekonomik istikrarın sağlanmasını giderek zorlaştırdığı ifade edildi. Özellikle sermaye akımlarının küresel ölçekte daha seçici hâle geldiği bir dönemde, para politikasında atılacak adımların öngörülebilirliği ve tutarlılığı daha da önem kazanıyor.

TEPAV Para Politikası Çalışma Grubu, mevcut belirsizliğin giderilmesi için iki net politika seçeneğine dikkat çekti. Buna göre, 2026 yıl sonu için belirlenen yüzde 16’lık enflasyon hedefinin korunması durumunda politika faizinin mevcut seviyesinde sabit tutulması gerektiği vurgulandı. Bu hedefle uyumsuz bir faiz indiriminin, para politikasının bütünlüğünü ve inandırıcılığını zedeleyeceği açık biçimde ifade edildi. Buna karşılık, enflasyon hedefinin yüzde 20–25 aralığına revize edilmesi halinde ise 200 baz puanlık bir faiz indiriminin, yeni hedefle daha uyumlu ve rasyonel bir tercih olabileceği değerlendirildi.

Raporda ayrıca, enflasyonla mücadelenin sürdürülebilirliği açısından para politikasının tek başına yeterli olmadığına da dikkat çekildi. Maliye politikasının dezenflasyon sürecini desteklemesi, bütçe açığını azaltmaya yönelik yapısal adımların hızlandırılması ve yönetilen-yönlendirilen fiyatların daha öngörülebilir bir çerçeveye kavuşturulması gerektiği vurgulandı. TEPAV, hukukun üstünlüğü, kurumsal bağımsızlık ve kapsamlı yapısal reformların ise sadece fiyat istikrarı değil, genel makroekonomik istikrar açısından da vazgeçilmez unsurlar olduğunun altını çizdi.

Ekonomistler, Merkez Bankası’nın bu hafta alacağı kararın yalnızca kısa vadeli piyasa tepkileri açısından değil, 2026’ya yönelik politika çerçevesinin güvenilirliği bakımından da belirleyici olacağı görüşünde. Faiz indirimi beklentilerinin güçlenmesine rağmen, enflasyon ve beklentiler cephesindeki bozulmanın sürmesi, TCMB’nin atacağı adımların daha yakından izlenmesine yol açıyor.