Finansmana Erişim Bir Miktar Rahatlıyor
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), reeskont ve avans işlemlerinde uygulanan faiz oranlarında indirime gitti. TCMB’nin Reeskont ve Avans İşlemlerinde Uygulanacak Faiz Oranlarının Tespiti Tebliği, Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayımlanarak yürürlüğe girdi. Düzenleme ile birlikte, vadesine en çok 3 ay kalan senetler karşılığında yapılan reeskont işlemlerinde iskonto faiz oranı yıllık yüzde 38,75’e, avans işlemlerinde uygulanan faiz oranı ise yıllık yüzde 39,75’e düşürüldü.
Söz konusu oranlar, bir önceki uygulamada reeskont işlemlerinde yüzde 41,25, avans işlemlerinde ise yüzde 42,25 seviyesinde bulunuyordu. Böylece TCMB, her iki faiz türünde de 2,5 puanlık bir indirim yapmış oldu. Bu adım, özellikle kısa vadeli finansman ihtiyacı bulunan firmalar açısından maliyetlerin bir miktar gerilemesine katkı sağlayabilecek bir gelişme olarak değerlendiriliyor.
Reeskont kredileri, ağırlıklı olarak ihracatçı firmaların kısa vadeli finansman ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla kullanılan önemli bir araç konumunda bulunuyor. Bu krediler, firmaların ellerindeki senetleri Merkez Bankası’na iskonto ettirerek likidite sağlamasına imkân tanıyor. Avans işlemleri ise benzer şekilde senet karşılığında sağlanan, ancak faiz yapısı itibarıyla reeskonta göre farklılaşan bir finansman yöntemi olarak öne çıkıyor. Yapılan indirimle birlikte her iki enstrümanın da maliyeti aşağı çekilmiş oldu.
Uzmanlar, bu kararın para politikasında doğrudan bir faiz indirimi anlamına gelmediğini, ancak seçici kredi kanalları üzerinden reel sektöre destek verme amacını taşıdığını vurguluyor. Özellikle ihracat, üretim ve ticaret tarafında nakit akışını rahatlatabilecek bu adımın, kredi koşullarının sıkı seyrettiği bir dönemde sınırlı da olsa destekleyici bir etki yaratması bekleniyor.
Öte yandan, reeskont ve avans faizlerindeki düşüşün, bankacılık sistemi ve genel kredi faizleri üzerinde doğrudan ve hızlı bir etki yaratması beklenmiyor. Ancak Merkez Bankası’nın bu hamlesi, finansman maliyetlerinde zirve seviyelerin geride kalabileceğine yönelik beklentileri güçlendiren bir sinyal olarak okunuyor. Önümüzdeki dönemde enflasyon görünümü ve para politikası duruşuna bağlı olarak, benzer adımların devam edip etmeyeceği yakından izlenecek.











