Belirsizlik Mesajı Güçlendi
ABD Merkez Bankası (Fed), aralık ayı toplantısında politika faizini piyasa beklentileri doğrultusunda 25 baz puan düşürerek yüzde 3,5-3,75 aralığına indirdi. Karar, para politikasında gevşeme sürecinin kontrollü ve temkinli şekilde sürdürüleceğine işaret ederken, Fed’in faiz patikasına ilişkin net bir takvim vermekten özellikle kaçınması dikkat çekti.
Toplantı sonrası yayımlanan karar metninde, faiz oranlarının gelecekte ne zaman ve hangi hızda düşürüleceğine dair belirsizlik vurgulandı. Fed, geçen yıl aralık ayında kullandığı ve piyasalar tarafından “şahin ama esnek” olarak yorumlanan “ek ayarlamaların kapsamı ve zamanlamasını değerlendirirken” ifadesine geri döndü. Bu dil, Fed’in ekonomik verileri yakından izlemeye devam edeceğini ve otomatik bir gevşeme sürecine girmediğini ortaya koyuyor.
Para Politikası Kurulu’ndaki görüş ayrılıkları da kararın öne çıkan unsurlarından biri oldu. Chicago Fed Başkanı Austan Goolsbee ile Kansas City Fed Başkanı Jeff Schmid, faiz oranlarının sabit tutulması yönünde oy kullanarak enflasyonla mücadelede temkinin korunması gerektiğini savundu. Buna karşılık, eski ABD Başkanı Donald Trump tarafından atanan Stephen Miran ise ekonomiyi desteklemek amacıyla yarım puanlık daha güçlü bir faiz indirimi yapılması yönünde muhalif kaldı. Bu tablo, Fed içinde hem enflasyon riskleri hem de büyüme endişeleri arasında süren denge arayışının devam ettiğini gösterdi.
Karar metniyle birlikte güncellenen beklentilerde, yatırımcıların 2026 yılı için yalnızca tek bir faiz indirimi öngörüsünü koruması, Fed’in uzun vadeli sıkı duruşunun tamamen terk edilmediğine işaret ediyor. Özellikle çekirdek enflasyonda istenen kalıcı yavaşlamanın henüz netleşmemesi ve güçlü seyreden istihdam piyasası, Fed’in elini bağlayan temel unsurlar arasında yer alıyor.
Öte yandan Fed’in bu adımı, küresel piyasalar açısından da önem taşıyor. ABD faizlerindeki sınırlı gerileme, gelişmekte olan ülke piyasalarına kısa vadede nefes aldırabilecek bir etki yaratırken, Fed’in belirsizlik vurgusu doların küresel seyrinde ani ve sert bir zayıflama yaşanmasının önüne geçiyor. Bu durum, küresel yatırımcıların risk alma iştahının tamamen açılmadığını ve temkinli duruşun sürdüğünü gösteriyor.
Genel çerçevede Fed, faiz indirimiyle ekonomiye destek verdiği mesajını verirken, kullandığı dil ve kurul içindeki görüş ayrılıklarıyla enflasyonla mücadeleden vazgeçilmediğini net biçimde ortaya koydu. Piyasalar için asıl belirleyici unsurun, önümüzdeki aylarda açıklanacak enflasyon ve istihdam verileri olacağı bir kez daha teyit edilmiş oldu.









