Çin Merkez Bankası 13 Aydır Aralıksız Altın Alıyor

Çin Merkez Bankası altın rezervlerini 13. ayda da artırdı. Merkez bankalarının güçlü talebi küresel altın fiyatlarını destekliyor.

Küresel Fiyatları Destekleyen Güçlü Talep

Çin Merkez Bankası (PBoC), Kasım ayında da altın rezervlerini artırarak üst üste 13. kez alım gerçekleştirdi. Resmi verilere göre Çin’in altın varlığı bir ayda 74,09 milyon onstan 74,12 milyon onsa yükselirken, rezervin parasal değeri küresel fiyatlardaki artışın da etkisiyle 297,2 milyar dolardan 310,7 milyar dolara çıktı. Böylece Çin, altın rezervlerini hem miktar hem de değer bazında tarihi seviyelere yaklaştırmış oldu.

PBoC’nin bu istikrarlı alım politikası, piyasalarda yalnızca teknik bir rezerv ayarlaması olarak değil, uzun vadeli bir stratejinin parçası olarak değerlendiriliyor. Küresel ölçekte artan jeopolitik gerilimler, ticaret savaşları, yaptırım riskleri ve faiz politikalarındaki belirsizlikler, Çin başta olmak üzere birçok ülkeyi rezerv yapısını çeşitlendirmeye yöneltiyor. Altın, bu noktada hem enflasyona karşı koruma aracı hem de dolar ağırlıklı rezerv yapısına alternatif olarak öne çıkıyor.

Kasım ayında Çin’in yalnızca altın değil, döviz rezervlerinde de sınırlı bir artış kaydedildi. Döviz rezervleri 3,343 trilyon dolardan 3,346 trilyon dolara yükseldi. Bu tablo, Çin’in rezerv yönetiminde temkinli ancak çeşitlendirmeye dayalı bir yaklaşımı benimsediğini gösteriyor. Uzmanlar, altının toplam rezervler içindeki payının kademeli olarak artırılmasının, özellikle küresel finans sisteminde doların geleceğine dair soru işaretlerinin arttığı bir dönemde stratejik önem taşıdığına dikkat çekiyor.

Çin’in hamlesi küresel ölçekte de daha geniş bir eğilimin parçası. Dünya Altın Konseyi verilerine göre, merkez bankaları Ekim ayında 53 ton net altın alımı yaparak yılın en yüksek aylık talebine ulaştı. Bu rakam, bir önceki aya göre yüzde 36’lık güçlü bir artış anlamına geliyor. Ocak-Ekim döneminde merkez bankalarının toplam altın alımları 254 tona ulaşırken, önceki üç yıla kıyasla daha ılımlı bir tempo izlense de talebin halen güçlü olduğu görülüyor.

Ekim ayındaki alımların özellikle gelişmekte olan ülke merkez bankaları tarafından sürüklendiği belirtiliyor. Yüksek bütçe açıkları, para birimlerinde oynaklık ve dış finansmana bağımlılık gibi sorunlarla karşı karşıya kalan bu ülkeler, altını uzun vadeli bir güven unsuru olarak tercih ediyor. Bu eğilim, altının yalnızca bir yatırım aracı değil, aynı zamanda merkez bankaları için finansal egemenlik aracı olarak görüldüğünü ortaya koyuyor.

Analistler, Çin ve diğer merkez bankalarının devam eden alımlarının, küresel altın fiyatları üzerinde yapısal bir destek oluşturduğunu vurguluyor. Faiz indirim beklentileri, ABD dolarındaki olası zayıflama ve jeopolitik risklerin sürmesi halinde, merkez bankası talebinin önümüzdeki dönemde de altın piyasasında belirleyici olmaya devam edeceği ifade ediliyor. Bu durum, bireysel ve kurumsal yatırımcılar açısından da altının portföylerdeki ağırlığını yeniden değerlendirmeyi gündeme getiriyor.