Çin’in Rusya’dan yaptığı altın alımı, yalnızca iki ülke arasındaki ticari ilişkiler açısından değil, küresel finans sistemi ve jeopolitik dengeler bakımından da dikkat çekici bir dönüm noktasına işaret ediyor. Çin gümrük verileri ve RIA Novosti’nin haberine göre Rusya’nın Çin’e Kasım ayında gerçekleştirdiği altın satışları 961 milyon dolara ulaştı. Bu rakam, Ekim ayında kaydedilen 930 milyon dolarlık sevkiyatla birlikte değerlendirildiğinde, altının son iki ayda Çin-Rusya ticaret hacminde en büyük payı alan kalemlerden biri haline geldiğini ortaya koyuyor. Kasım ayındaki bu işlem, Çin’in Rusya’dan yaptığı tarihteki en büyük ikinci altın ticareti olarak kayıtlara geçti.
Ancak analistlere göre açıklanan bu rakamlar, gerçeğin yalnızca küçük bir bölümünü yansıtıyor. Uzmanlar, Çin’in dolar rezervlerine olan bağımlılığını azaltma stratejisi kapsamında yaptığı altın alımlarının, resmi verilerin çok üzerinde olabileceğini savunuyor. Bazı değerlendirmelere göre gerçek alımlar, açıklanan rakamların 10 katına kadar çıkabilir. Fransız bankası Societe Generale de Çin Merkez Bankası’nın (PBOC) yayımladığı verilerin, Pekin’in fiili altın alımlarını tam olarak yansıtmadığını ve gerçek rakamların çok daha yüksek seviyelerde olduğunu tahmin ediyor.
Bu gelişme, altının yeniden küresel sistemde stratejik bir araç haline geldiğini gösteriyor. Uzmanlar, altını “kriz dönemlerinin vazgeçilmez ödeme ve güven aracı” olarak tanımlarken, Rusya’nın İran’dan tedarik ettiği kamikaze dronların bedelini altın külçeleriyle ödemesi bu eğilimin en somut örneklerinden biri olarak öne çıkıyor. Yaptırımların etkisini sınırlamak isteyen ülkeler için altın, hem yaptırım dışı bir değişim aracı hem de rezerv güvenliği sağlayan bir enstrüman olarak önem kazanıyor.
Çin’in bu hamlesi yalnızca Rusya ile sınırlı bir eğilim değil. Hindistan, Polonya ve bazı Orta Doğu ülkelerinin de son yıllarda altın rezervlerini hızla artırması, küresel ölçekte artan bir belirsizlik ve güvensizlik ortamına işaret ediyor. Merkez bankalarının tahvil ve döviz yerine altına yönelmesi, ABD dolarının küresel rezerv para statüsünün uzun vadede sorgulanmaya başladığına dair güçlü sinyaller veriyor.
Öte yandan Rusya açısından bakıldığında, altın ihracatı yaptırımlar nedeniyle daralan enerji gelirlerine alternatif bir döviz ve rezerv kaynağı sunuyor. Çin ise bu ticaret sayesinde hem dolar bazlı işlemleri azaltıyor hem de rezervlerini jeopolitik risklere karşı daha dayanıklı hale getiriyor. Uzmanlara göre bu eğilim sürerse, altın önümüzdeki yıllarda yalnızca bir yatırım aracı değil, küresel güç mücadelesinin sessiz ama etkili bir unsuru olmaya devam edecek.










