Borsa İstanbul’da Piyasanın Nabzı: Belirsizliklere Rağmen Değerleme Avantajı

Borsa İstanbul hâlâ ucuz; bankalar güçlü. Ancak yeni enflasyon metodolojisi belirsizlik yaratıyor. Ocak verisi yönü belirleyecek.

Borsa İstanbul’da uzun süredir altını çizdiğimiz bir gerçek var: Fiyatlar hâlâ ucuz. Özellikle büyük ve köklü şirketlerdeki değerlemeler, global emsallerle kıyaslandığında çok daha cazip seviyelerde. Yıl boyunca gelen ekonomik veriler, faiz politikaları ve sektör bazlı hareketler, bu ucuzluğun geçici değil yapısal bir durum olduğunu işaret ediyor. Faiz indirim döngüsünün başlamasıyla birlikte sermaye piyasalarının önümüzdeki dönemde daha fazla öne çıkacağını öngörmek zor değil. Özellikle bankacılık sektörü, hâlâ yukarı yönlü alan barındırıyor. Kârlılık tarafındaki güçlü seyir ve fonlama maliyetlerindeki rahatlama beklentisi, bu sektörü yeniden yatırımcı radarına sokuyor.

Ancak bu pozitif tabloya eşlik eden soru işaretleri yok değil. Bu ay açıklanan enflasyon rakamı manşette olumlu görünse de mevsimsellikten arındırılmış veri, beklentileri tam anlamıyla karşılamadı. Ekonomideki fiyatlama davranışını anlamak açısından çekirdek enflasyon ve mevsimsellikten arındırılmış göstergeler çok daha belirleyici olduğu için, burada görülen bozulma piyasanın temkinli duruşunu artırdı.

Yıl başından itibaren sepette yapılan değişiklikler de belirsizliği büyütüyor. TÜİK’in açıkladığı yeni ağırlık seti ve metodoloji değişiklikleri, enflasyon ölçümünde ciddi tartışmalar yarattı. Bu değişikliklerin enflasyon seyrini nasıl etkileyeceği konusunda piyasada net bir görüş birliği oluşmuş değil. Aralık enflasyonunun iyi geleceği zaten haftalardır fiyatlanıyordu. Dolayısıyla bu verinin piyasada güçlü bir etki yaratmasını beklemek gerçekçi olmaz. Asıl belirleyici veri Ocak ayı enflasyonu olacak. Çünkü hem yeni sepet ağırlıkları hem metodoloji hem de mevsimsellik etkilerinin net şekilde hissedileceği ilk veri bu olacak.

Piyasa oyuncuları açısından yönü tayin edecek kırılma noktası da burada ortaya çıkacak. Ocak enflasyonunun beklentilerin altında gelmesi, Borsa İstanbul’da yeni bir ralli dalgası başlatabilir. Tersi durumda, özellikle defansif sektörlerde kısa süreli bir düzeltme yaşanması mümkün. Fakat orta-uzun vadede Türkiye hisse senetlerinin hâlâ ciddi bir değerleme avantajı sunduğunu belirtmek gerekiyor. Yabancı payındaki kademeli artış, CDS’teki düşüş eğilimi ve likidite koşullarının yılın ilerleyen dönemlerinde gevşeyecek olması, borsanın hikâyesini destekleyen diğer unsurlar.

Bu noktada gözden kaçırılmaması gereken bir diğer unsur, Türk yatırımcısının davranış kalıbındaki değişim. Artık borsaya gelen yeni yatırımcı profili, kısa vadeli spekülatif hareketlerden çok, düzenli alım yapan, bilançoya ve hikâyeye odaklanan bir yapıya evriliyor. Bu da endeks için daha sürdürülebilir bir zemin oluşturuyor. Özellikle büyük şirketlerdeki ucuzluk, bu yatırımcı davranışıyla birleştiğinde daha sağlam bir yükseliş potansiyeli ortaya çıkarıyor.

Tüm belirsizliklere rağmen tablo net: Borsa İstanbul uzun vadeli yatırımcı için hâlâ cazip. Değerleme avantajı, yapısal dönüşüm ve faiz indirimi döngüsünün etkileri birleştiğinde, piyasanın yönünün yukarı olması şaşırtıcı olmayacak. Kısa vadede veri akışı volatiliteyi artırsa da büyük resimde pozitif hikâye devam ediyor.

Analiz Uyarı

Eğitim amaçlı hazırlanan ve örnek verilerle desteklenen bu analiz (temel analiz, teknik analiz ve bilanço analizi), ilgili şirketin, endeksin, finansal aracın, emtianın, dövizin veya kripto paranın performansı hakkında genel bir bakış sunmaktadır. Bilançolarda güncel, doğru ve düzeltilmiş veriler için KAP bildirimleri ve şirket açıklamalarını takip etmenizi öneririz. Bu çalışmanın hazırlanmasında yapay zeka ve analiz yazılımları kullanılmıştır. Bilgilerde yanlışlık olabileceği unutulmamalı. Burada yazılan bilgilere istinaden işlem yapmayınız.