Borsa İstanbul’un 2026’ya doğru izleyeceği yolun ana belirleyicileri kısa vadede faiz-enflasyon dinamikleri, yabancı yatırımcı algısı ve jeopolitik gelişmeler olacaktır. Şu an BIST 100, 11.000 civarında işlem görüyor; bu seviye hem teknik hem de psikolojik öneme sahip bir eşik olarak öne çıkıyor. Son kapanış verileri endeksin 11.000 puan etrafında seyrettiğini gösteriyor.
Para politikasına bakıldığında, Merkez Bankası’nın enflasyon beklentileri ve politika adımları piyasayı doğrudan etkiliyor. Banka, resmi açıklamalarında yüksek enflasyonla mücadele hedeflerini ve gelecek döneme ilişkin enflasyon projeksiyonlarını koruyor; bu, faiz yol haritasının hala dikkatle izlenmesi gerektiğini söylüyor. Piyasada kısa vadede faizlerdeki gevşeme beklentileri fiyatlanırken, yüksek enflasyon riski hâlâ bir değişken olarak duruyor.
Kurumsal ve aracı kurum raporları 11.500–11.600 bandını piyasa için kritik bir direnç olarak işaret ediyor; bu bölgenin kalıcı şekilde yukarı kırılması halinde 2026 başında güçlü bir ralli şansı doğabilir. Aynı raporlar 10.800–11.000 bandını ise yeni “dip/ilk alım fırsatı” referansları olarak veriyor; bu seviyelerin korunamaması, piyasada beklenmeyen olumsuz bir gelişmeye işaret edebilir. Teknik beklentiler ve kurum notları kısa-orta vadede bu seviyelere odaklanıyor.
Sektör görünümü bakımından 2026’da en olumlu etkilenecek alanlar şu sebeplerle öne çıkıyor: bankacılık ve finans (faiz indirimiyle net faiz marjları ve kredi talebi toparlanabilir), gayrimenkul ve inşaat (kredi maliyetlerinin düşmesiyle konut talebi ve yatırım canlanabilir), otomotiv (taşıt kredilerindeki iyileşme), enerji (yüksek finansman maliyetlerinin azalmasıyla yatırımların finansmanı kolaylaşır) ve savunma sanayi (jeopolitik talepten ihracat avantajı). Bu sektörlerin bir kısmı makro iyileşmeye, bir kısmı ise dış talep-jeopolitik faktörlere bağlı olarak pozitif ayrışabilir. Kurumsal analizler ve raporlar bankacılık görünümünü özellikle izlenmeye değer buluyor.
Yabancı yatırımcının rolü kritik: Aralık ayı boyunca genelde pozisyonlama sınırlı kalırken, Noel tatili sonrası Ocak ayında yabancı ilgisinin yeniden hızlanması bekleniyor; bu da 2026 başında borsaya net bir destek getirebilir. Döviz, tahvil ve hisse piyasalarına gelecek dış sermaye akımları, TL bazlı getiriler ve dolar/TL hareketleriyle birlikte endeks performansına yön verecektir.
Riskler ve tetikleyiciler: Enflasyonun beklenenden yavaş inmesi, beklenen faiz indirimlerinin gecikmesi ya da beklenenden daha küçük olması fiyatlamayı sınırlar. Ayrıca jeopolitik şoklar, enerji fiyatlarındaki ani yükseliş veya küresel risk iştahındaki bozulma yabancı girişlerini zayıflatıp endeksi baskılayabilir. Diğer yandan Fed ve büyük merkez bankalarındaki politika değişimleri küresel likiditeyi etkileyerek Türkiye piyasalarına doğrudan yansıyabilir. Bu nedenle hem makro hem de dış politika haber akışını yakından takip etmek gerekiyor.
Yatırımcıya pratik notlar (strateji önerileri): 1) 10.800–11.000 bandı korunuyorsa kademeli alımlar değerlendirilebilir; 2) 11.500–11.600 üzeri kalıcı kapanışlar, daha agresif pozisyon artırma için sinyal olabilir; 3) portföyü sadece tek bir temaya taşımamak, banka/gayrimenkul/enerji/savunma gibi farklı oynaklıklara sahip sektörlerde dengeli pozisyon almak akılcıdır; 4) likidite yönetimi, stop-loss ve vade uyumuna (kısa vadeli al-sat yerine orta-uzun vade) dikkat edilmelidir. Ayrıca vergi, temettü beklentileri ve şirket bazlı haberler (temettü politikası, öz sermaye artırımları, ihracat kontratları) şirket seçimini değiştirebilir — bunları da yatırım kararında göz önünde bulundurun.
Sonuç olarak, BIST 100 için 2026 “kâr & büyüme” yıllarına geçişin sinyallerini taşıyan bir yılı işaret ediyor; ama bu seyir güçlü makro disiplin, enflasyon trendi ve yabancı yatırımcı güveniyle paralel ilerleyecek. Teknik 10.800 desteği hayati, 11.500–11.600 ise teyit bandı olarak izlenmeli; sektör tercihlerinde bankacılık, gayrimenkul/insaat, otomotiv, enerji ve savunma sanayi öne çıkıyor. Kurumsal raporlar ve merkez bankası açıklamaları yol haritasını çizecek.











