BIST 100’de Eşik Seviyeler ve Önümüzdeki Dönemin Hikâyesi

BIST 100’de 11.200 üzeri görünüm olumlu. Yükseliş tabana yayılıyor, yeni harekete aday hisseler orta vadede öne çıkıyor.

Borsa İstanbul’da son haftalarda izlenen fiyat hareketleri, endeks bazlı bakıldığında kritik bir eşiğin üzerinde kalındığını gösteriyor. BIST 100 endeksinin 11.200 seviyesinin üzerinde tutunması, teknik ve psikolojik açıdan piyasaya güç veren bir unsur olarak öne çıkıyor. Bu seviye, yalnızca kısa vadeli bir destek noktası değil; aynı zamanda yukarı yönlü beklentilerin canlı tutulmasını sağlayan bir denge alanı. Endeks bu bandın üzerinde kaldıkça, yukarıda 11.500 seviyesinin konuşulması piyasa açısından doğal bir sonuç haline geliyor.

Bu tür dönemlerde piyasada temel yaklaşım, yönü tahmin etmekten çok yönün korunup korunmadığını izlemek üzerine kurulur. 11.200 seviyesinin korunması, mevcut pozisyonların taşınmasını ve piyasanın momentumunun desteklenmesini mümkün kılıyor. Aşağı tarafta ise 10.950–11.000 bandı, artık daha net bir risk eşiği olarak çalışıyor. Bu aralığın altı, kısa vadeli iyimserliğin zayıflamaya başladığı bir bölgeye işaret ederken, üzerinde kalındığı sürece piyasanın kendi dengesini koruduğu söylenebilir.

Dikkat çeken bir başka unsur, endekste bu yükseliş eğilimi konuşulurken endeks ağırlığı yüksek birçok senedin hâlâ yatay veya yeni yeni hareketlenme sürecinde olması. Ereğli Demir Çelik, Türk Hava Yolları, İş Bankası ve Garanti gibi hisselerde görülen ilk kıpırdanmalar, hareketin tabana yayılma ihtimalini güçlendiriyor. Bu durum, endeks artışlarının yalnızca birkaç hisseden değil, zamanla daha geniş bir hisse grubundan destek bulabileceğine işaret ediyor.

Burada önemli olan nokta, yükselişin karakteri. Henüz agresif ve kontrolsüz bir fiyatlama görülmüyor. Aksine, uzun süredir baskı altında kalan ve belirgin bir olumsuz haber akışı bulunmayan bazı büyük ölçekli şirketlerin yeniden ilgi çekmeye başladığı bir süreç yaşanıyor. Türk Hava Yolları ve Pegasus gibi hisseler, uzun vadeli fiyat hareketleri değerlendirildiğinde bu duruma iyi birer örnek oluşturuyor. Bu hisselerdeki fiyatlamalar, daha çok geçmiş performans ve sektör döngüsünün etkisiyle oluşmuş, ani bir bozulma ya da yapısal sorun kaynaklı keskin düşüşlerden ziyade zamana yayılan bir geri çekilmeyi yansıtıyor.

Genel çerçevede bakıldığında, Borsa İstanbul’da beklentiler giderek gelecek yıllara doğru taşınıyor. 2026’nın, 2025’e kıyasla daha olumlu bir borsa iklimi sunacağı beklentisi, yatırımcı davranışlarını bugünden şekillendirmeye başlamış durumda. Bu da portföylerde hisse senedi ağırlığının yeniden artmasını destekleyen bir algı yaratıyor. Ancak burada belirleyici olan yalnızca hisse oranı değil, hangi hisselerin öne çıkacağı meselesi.

Uzun süredir yükselmiş, fiyat anlamında doygunluğa yaklaşmış hisselerde hâlâ potansiyel bulmak mümkün olsa da, bu alan daha çok teknik takibi güçlü olan yatırımcılar için uygun bir zemin sunuyor. Buna karşın fiyatı görece düşük kalan, henüz ana yükseliş trendine dahil olmamış ve temel görünümünde ciddi bir bozulma olmayan hisseler, orta ve uzun vadede daha dengeli bir risk-getiri profili oluşturabiliyor. Özellikle endeks genel olarak yukarı yönlü bir trend oluştururken, bu tarz hisselerde hareketin gecikmeli gelmesi sık görülen bir durumdur.

Sonuç olarak BIST 100’de mevcut fiyatlama, ne aşırı bir iyimserliğe ne de karamsarlığa işaret ediyor. Belirleyici olan, ana seviyelerin korunması ve yükselişlerin kademeli biçimde sindirilerek devam etmesi. Bu süreçte piyasa, sert ve ani hareketlerden çok, sabırlı yatırımcıyı ödüllendiren bir yapıya daha yakın duruyor. Yönün yukarı olduğu bir ortamda, riskin nasıl yönetildiği ve hangi segmentlerin tercih edildiği, endeksin kaç puan olduğundan çok daha kritik hale geliyor.