ABD-ÇİN Ticaret Savaşı: Kripto Piyasaları Sert Düştü

Trump’ın hamlesi yalnızca bir ekonomik karar değil; küresel güç dengelerini yeniden şekillendirebilecek jeopolitik bir hamle.

ABD Başkanı Donald Trump’ın Çin’e yönelik %100 oranında yeni tarifeler açıklamasıyla birlikte, küresel ekonomi yeniden bir fırtınanın içine girdi. 2019’da başlayan ve zaman zaman tansiyonu düşen ABD-Çin ticaret savaşı, bu son hamleyle şimdiye kadar görülmemiş bir düzeye taşındı. 1 Kasım itibarıyla tüm Çin ithalatına uygulanacak bu tarifeler, sadece geleneksel piyasalarda değil, dijital varlık ekosisteminde de büyük bir sarsıntı yarattı.

Trump’ın açıklaması, ekonomik bir gerilim hattının artık sözlerden çıkıp fiili çatışmaya dönüştüğünün göstergesi oldu. Bu kararın duyurulmasının ardından kripto para piyasaları adeta kırmızıya boyandı. Toplam piyasa değeri kısa saatler içinde yaklaşık 200 milyar dolar eriyerek 4,25 trilyon dolardan 4,05 trilyon dolara geriledi. Bitcoin yüzde 10 değer kaybederek 122.000 dolardan 107.000 dolara indi. Ethereum, XRP ve BNB gibi büyük altcoinler ise yüzde 15’i aşan kayıplarla çakıldı. Bu sert hareket, sadece spekülatif satışların değil, sistematik bir güven sarsılmasının da habercisi.

Bu durumun kritik yanı, düşüşün bir defalık bir tepki olmamasından kaynaklanıyor. Trump’ın ilk açıklamaları zaten yaklaşık 125 milyar dolarlık bir piyasa kaybına ve 800 milyon doları aşan kaldıraçlı pozisyonun tasfiyesine neden olmuştu. Ancak son hamle, retorikten eyleme geçildiğini net bir şekilde gösteriyor. Tarife oranlarının iki katına çıkarılması ve teknoloji ihracat kontrollerinin genişletilmesi, özellikle yarı iletkenler, yapay zeka ve blockchain altyapısı gibi stratejik alanları hedef alıyor. Bu da dijital varlıkların temelini oluşturan tedarik zincirlerini doğrudan etkileyebilecek bir gelişme.

Piyasalarda bu tür olaylar genellikle “riskten kaçış” refleksi yaratır. Yatırımcılar güvenli liman arayışına yönelir, volatil varlıklardan uzaklaşır ve nakit ya da devlet tahvilleri gibi daha stabil enstrümanlara geçer. Bugün yaşanan tablo da tam olarak bu. Hisse senetleri, emtialar ve kripto paralar aynı anda satış baskısı altında. Özellikle kaldıraçlı işlemler yapan yatırımcılar, fiyat düşüşleriyle birlikte zincirleme tasfiyelerle karşı karşıya kaldı. Bu, düşüşlerin derinleşmesine neden olan klasik bir “likidasyon sarmalı” etkisi yaratıyor.

Bu noktada en önemli belirsizlik, Çin’in nasıl bir karşılık vereceği. Eğer Pekin benzer sert önlemler alırsa, sadece ticaret dengeleri değil, küresel teknoloji altyapısı da ciddi bir baskı altına girebilir. Yarı iletken ve yapay zeka sektörleri zaten jeopolitik rekabetin merkezinde bulunuyor. Bu alanlarda yaşanacak bir çatışma, kripto madenciliğinden blokzincir altyapılarına kadar uzanan geniş bir etki alanı yaratabilir.

Kripto piyasaları, tarih boyunca jeopolitik gerilimlere farklı tepkiler verdi. Kimi zaman güvenli liman algısıyla güçlenirken, kimi zaman da likiditenin daraldığı dönemlerde sert satışlara maruz kaldı. Ancak bu kez tablo farklı. Bu gerilim, doğrudan dijital varlıkların altyapısını besleyen sektörlere uzanıyor. Yani yalnızca yatırımcı psikolojisi değil, teknik temel de baskı altında.

Önümüzdeki haftalar oldukça kritik. Eğer taraflar 1 Kasım öncesinde yeniden müzakere masasına oturmazsa, bu ticaret savaşı küresel ekonominin yönünü kalıcı olarak değiştirebilir. Kripto piyasaları ise bu yeni ekonomik düzenin en kırılgan oyuncularından biri olmaya aday. Volatilitenin yüksek, öngörülebilirliğin düşük olduğu bu dönemde, piyasa aktörlerinin duygusal değil rasyonel hareket etmesi hayati önem taşıyor.

Trump’ın hamlesi yalnızca bir ekonomik karar değil; küresel güç dengelerini yeniden şekillendirebilecek jeopolitik bir hamle. Bu fırtınada hangi piyasanın ayakta kalacağı, yalnızca ekonomi politikalarına değil, stratejik vizyonlara da bağlı olacak. Kripto piyasaları için ise bu süreç, gerçek bir stres testi anlamına geliyor.