Bitcoin’in Dijital Altın Anlatısı Neden Wall Street’i İkna Etmiyor?

Bitcoin 2025’te geride kaldı çünkü dijital altın anlatısı Wall Street’i ikna edemedi; pasif hikâye yeni sermaye yaratmadı.

2025 yılı kripto piyasaları açısından ezber bozan bir tabloya sahne oluyor. Altın, küresel belirsizlikler ve itibari para birimlerine yönelik güvensizlikle yeni zirvelere koşarken; bakır, yapay zeka, veri merkezleri ve enerji dönüşümünün sembolü olarak güçlü bir yükseliş trendi yakaladı. Bitcoin ise bu iki güçlü temanın arasında sıkışmış durumda. 10x Research kurucusu Markus Thielen, bu ayrışmanın temel nedenini Wall Street nezdinde “dijital altın” anlatısının yeni sermaye çekmekte başarısız olması olarak tanımlıyor.

Bitcoin uzun süredir hem güvenli liman hem de yenilikçi teknoloji varlığı olarak konumlandırılmaya çalışılıyor. Ancak Thielen’e göre bu çift yönlü hikâye, kurumsal yatırımcılar açısından yeterince net ve cazip değil. Kripto sektörünün Bitcoin’i giderek daha fazla pasif bir değer saklama aracı olarak sunması, büyüme arayan büyük fonlar için ikna edici bir yatırım tezi oluşturmuyor. Wall Street’in alışık olduğu anlatılar; nakit akışı, kullanım artışı, verimlilik kazanımı veya somut ekonomik fayda gibi unsurlar üzerine kurulu. Bitcoin anlatısında ise bu unsurların geri planda kaldığı görülüyor.

Özellikle staking getirisi olmayan, temettü üretmeyen ve aktif kullanım hikâyesi sınırlı bir varlık olarak Bitcoin’in, portföylerde sadece küçük bir denge unsuru şeklinde yer alması yeni para girişini kısıtlıyor. Thielen’in dikkat çektiği nokta tam da burada: Pasif anlatı, yeni sermaye yaratmıyor. Kurumsal yatırımcılar mevcut pozisyonlarını koruyabilir, ancak agresif şekilde yeni alım yapmak için güçlü bir gerekçe bulamıyor.

Bu durum Bitcoin’i zor bir ikilemle karşı karşıya bırakıyor. Altın, jeopolitik riskler ve borç sorunları nedeniyle “gerçek” güvenli liman rolünü güçlendirirken; bakır ve benzeri emtialar, yapay zeka ve dijital altyapı yatırımlarının somut kazananları olarak öne çıkıyor. Bitcoin ise ne tam anlamıyla güvenli liman talebini üzerine çekebiliyor ne de teknoloji temalı büyüme hikâyesinden yeterince pay alabiliyor. Sonuçta ortaya, beklentilerin altında kalan bir performans çıkıyor.

Thielen’in analizinin satır aralarında önemli bir uyarı var. Bitcoin’in yeniden güçlü bir ivme yakalayabilmesi için, yalnızca “dijital altın” kimliğiyle yetinmemesi gerekiyor. Ödeme altyapıları, finansal egemenlik, zincir üstü kullanım, kurumsal entegrasyon ve hatta jeopolitik para sistemi tartışmalarında daha aktif bir rol üstlenen bir anlatı, yatırımcı algısını değiştirebilir. Aksi halde Bitcoin, büyük fonlar için sadece “portföyde tutulması gereken ama heyecan yaratmayan” bir varlık olarak kalabilir.

Belki de en kritik sonuç şu: Piyasalarda fiyatları sadece arz ve talep değil, anlatılar belirler. 2025’te Bitcoin’in geride kalması teknik bir başarısızlıktan çok, hikâye krizine işaret ediyor. Önümüzdeki dönemde kripto ekosisteminin bu hikâyeyi nasıl yeniden yazacağı, Bitcoin’in bir sonraki büyük trendinin de yönünü tayin edecek.