Yeni Şirketler Azalıyor, Rekabet Sertleşiyor: Kasım Ayı İş Dünyası Tablosu

TOBB verileri, şirket kuruluşlarında yavaşlama ve seçici kapanmalara işaret ediyor. Ekonomide temkinli denge arayışı sürüyor.

TOBB’un kasım ayına ilişkin açıkladığı kurulan ve kapanan şirket istatistikleri, Türkiye ekonomisinde girişimcilik iştahının zayıfladığını ancak aynı zamanda işletmelerin daha kontrollü bir eleme sürecinden geçtiğini gösteriyor. Veriler, ekonomik faaliyette sert bir kırılmadan ziyade, belirsizlikler karşısında temkinli bir dengeleme sürecine işaret ediyor.

Kasım 2025’te kurulan şirket sayısının geçen yılın aynı ayına göre yüzde 5,9 azalması, girişimcilerin yeni yatırım kararlarını ertelemeye başladığını ortaya koyuyor. Aylık bazda bakıldığında ise düşüşün daha belirgin olması dikkat çekici. Bir önceki aya kıyasla kurulan şirket sayısındaki yüzde 9,6’lık gerileme, yılın son çeyreğinde artan finansman maliyetleri, talep görünümündeki zayıflama ve maliyet baskılarının girişimci davranışlarını doğrudan etkilediğini düşündürüyor. Gerçek kişi ticari işletmelerindeki aylık yüzde 12,4’lük düşüş de küçük ölçekli işletmelerin daha kırılgan bir yapıda olduğunu gösteriyor.

Kapanan şirket sayısında yıllık bazda yüzde 5,7’lik düşüş ise ilk bakışta olumlu bir tablo çiziyor. Ancak bu gerileme, ekonomik koşulların iyileştiğinden ziyade, daha önce ayakta kalamayan işletmelerin büyük ölçüde sistemden çıkmış olabileceğini ve kalan firmaların maliyetlere uyum sağlamaya çalıştığını düşündürüyor. Aylık bazda kapanan şirket sayısının da azalması, firmaların “bekle ve dayan” stratejisini benimsediğini, iflas yerine küçülme veya faaliyet daraltma yoluna gittiğini gösteriyor.

Sektörel Dağılım Ekonominin Fotoğrafını Veriyor

Kasım ayında kurulan şirketlerin ağırlıklı olarak ticaret, inşaat ve imalat sektörlerinde yoğunlaşması, ekonominin geleneksel omurgasının değişmediğini ortaya koyuyor. Ticaret sektörünün ilk sırada yer alması, iç piyasaya dönük faaliyetlerin hâlâ cazibesini koruduğunu gösterse de bu alanda aynı zamanda en fazla kapanmanın da yaşanması dikkat çekiyor. Bu durum, ticaret sektöründe rekabetin sertleştiğini ve düşük kârlılıkla ayakta kalmaya çalışan işletmelerin zorlandığını ortaya koyuyor.

İnşaat sektöründe hem kurulan hem de kapanan işletmelerin yüksek paya sahip olması, sektörde dalgalı seyrin sürdüğünü gösteriyor. Özellikle finansman koşulları ve talep beklentileri, inşaatta yeni girişimleri sınırlarken mevcut firmalar üzerinde de baskı oluşturuyor. İmalat tarafında ise daha seçici bir yapı göze çarpıyor; girişler sınırlı, çıkışlar ise maliyet baskılarına duyarlı sektörlerde yoğunlaşıyor.

Şirketler Büyük Şehirlerde Toplanmaya Devam Ediyor

Kurulan şirketlerin yaklaşık yüzde 36’sının İstanbul’da, yüzde 11’inin Ankara’da ve yüzde 5,8’inin İzmir’de faaliyete başlaması, ekonomik merkezileşmenin sürdüğünü gösteriyor. Tüm illerde şirket kurulmuş olması olumlu bir sinyal olsa da, girişimciliğin büyük ölçüde metropollerde yoğunlaşması bölgesel kalkınma açısından hâlâ aşılması gereken bir tabloyu işaret ediyor.

Yabancı Sermaye Temkinli Ama Vazgeçmiş Değil

Kasım ayında kurulan 773 yabancı ortak sermayeli şirket, yabancı yatırımcının Türkiye’den tamamen uzaklaşmadığını ancak daha seçici davrandığını gösteriyor. Limitet şirketlerin ağırlıkta olması, yabancı yatırımcının daha düşük riskli ve esnek yapıları tercih ettiğini ortaya koyuyor. Yabancı sermaye payının toplam sermayenin yüzde 82’sini aşması ise kurulan şirketlerde kontrolün büyük ölçüde yabancı ortaklarda olduğunu gösteriyor.

Yıl genelinde yabancı ortaklı şirketlerin özellikle toptan ticaret, inşaat ve lojistik-kurye faaliyetlerinde yoğunlaşması, Türkiye’nin hâlâ bölgesel bir ticaret ve dağıtım üssü olarak görüldüğünü ortaya koyuyor. Ancak bu yatırımların büyük kısmının katma değeri yüksek üretimden ziyade hizmet ve ticaret alanında yoğunlaşması, uzun vadeli büyüme açısından dikkatle değerlendirilmesi gereken bir unsur.

11 Aylık Toplam: Yavaşlama Netleşiyor

Ocak-kasım döneminde kurulan şirket sayısının yüzde 1,8 azalarak 100 bin 984’e gerilemesi, yıl genelinde girişimcilik temposunun düştüğünü net biçimde ortaya koyuyor. Buna karşılık kapanan şirket sayısının yüzde 8,9 artışla 25 bin 987’ye yükselmesi, ekonomik ayıklanmanın hızlandığını gösteriyor. Bu tablo, ekonominin daha az ama daha güçlü işletmelerle yoluna devam etmeye çalıştığı bir sürece işaret ediyor.

Genel çerçevede TOBB verileri, Türkiye ekonomisinde ne sert bir daralma ne de güçlü bir genişleme olduğunu gösteriyor. Asıl belirleyici unsur, belirsizlikler karşısında ertelenen kararlar ve temkinli adımlar. Önümüzdeki dönemde finansman koşullarında iyileşme, öngörülebilirliğin artması ve iç talepte dengeli bir toparlanma sağlanabilirse, şirket kuruluşlarında yeniden canlanma mümkün olabilir. Aksi halde girişimcilik daha da seçici hale gelirken, ayakta kalan işletmeler için rekabet çok daha sert bir zemine taşınabilir.