Ham petrol fiyatları küresel piyasalarda düşüş trendini sürdürerek psikolojik öneme sahip 60 dolar seviyesinin altına geriledi. Brent petrol vadeli işlemleri yüzde 1,8’lik kayıpla varil başına 59,45 dolardan işlem görürken, ABD Batı Teksas Ham Petrolü (WTI) yaklaşık yüzde 2 düşüşle 55,71 dolar seviyesine indi. Piyasalardaki bu gerilemede jeopolitik beklentilerle birlikte talep cephesinden gelen zayıf sinyaller belirleyici oldu.
Fiyatlar üzerindeki baskının başlıca nedenlerinden biri, Rusya ile Ukrayna arasında olası bir barış anlaşmasına yönelik artan iyimserlik. Böyle bir senaryonun gerçekleşmesi halinde, yaptırımların gevşetilmesiyle Rus petrolünün küresel piyasalara daha fazla miktarda geri dönebileceği beklentisi güçleniyor. Bu olasılık, halihazırda kırılgan olan arz-talep dengesinde yeni bir arz fazlası riski doğurabileceği için fiyatları aşağı çekiyor. Ancak Rusya’dan gelen açıklamalar, bu beklentilerin tamamının kısa vadede gerçekleşmeyebileceğine işaret ediyor. Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergei Ryabkov’un, devam eden görüşmelerde toprak tavizi vermeye istekli olmadıklarını belirtmesi, piyasadaki aşırı iyimserliği bir miktar törpüledi.
Öte yandan talep cephesindeki zayıflık, düşüşü derinleştiren en önemli unsurlardan biri olarak öne çıkıyor. Çin’den gelen son resmi veriler, dünyanın en büyük petrol ithalatçılarından birinde ekonomik ivmenin belirgin şekilde yavaşladığını ortaya koydu. Fabrika üretimindeki büyümenin 15 ayın en düşük seviyesine gerilemesi ve perakende satışların 2022 sonundan bu yana en yavaş artışını kaydetmesi, küresel petrol talebinin beklenenden daha zayıf kalabileceği endişelerini artırdı. Çin ekonomisindeki bu yavaşlama, Asya talebinin toparlanmasının gecikebileceği algısını güçlendirerek fiyatlar üzerinde ek baskı yarattı.
Piyasa oyuncuları ayrıca OPEC+ grubunun üretim politikalarını ve ABD’deki ticari ham petrol stoklarını da yakından izliyor. Üretici ülkelerin mevcut kesintilere ne kadar süreyle sadık kalacağı ve ABD stok verilerinin arz fazlasına işaret edip etmeyeceği, kısa vadeli fiyat hareketleri açısından kritik görülüyor. Buna ek olarak, güçlü seyreden dolar endeksi de emtia fiyatlarını baskılayan bir diğer unsur olarak dikkat çekiyor; doların değer kazanması, petrolü diğer para birimlerini kullanan alıcılar için daha pahalı hale getiriyor.
Genel görünüm, jeopolitik risklerin geçici olarak fiyatları yukarı itme potansiyeline sahip olsa da, talep tarafındaki zayıflık ve arzın artabileceğine yönelik beklentiler nedeniyle petrol piyasasında aşağı yönlü risklerin ön planda kalmaya devam ettiğini gösteriyor. Analistler, kısa vadede fiyatların dalgalı bir seyir izleyebileceğini, kalıcı bir toparlanma için ise özellikle Çin kaynaklı talep göstergelerinde net bir iyileşme görülmesi gerektiğini vurguluyor.
