Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK), Avrupa Parlamentosu’nun Avrupa İş İstatistikleri yönetmeliğinde yaptığı düzenleme doğrultusunda revize ettiği Girişimcilik ve İş Demografisi verileri, Türkiye’de girişimcilik ekosisteminin güncel görünümünü ortaya koydu. Veriler, yeni kurulan şirketlerin sektör tercihleri, hayatta kalma oranları, istihdama katkıları ve bölgesel yoğunlaşmaları açısından dikkat çekici sonuçlar içeriyor.
2024 yılında doğan girişimler incelendiğinde, en yüksek payın yüzde 32,1 ile toptan ve perakende ticaret; motorlu kara taşıtları ve motosikletlerin onarımı sektöründe olduğu görüldü. Bu sektörü yüzde 16,8 ile ulaştırma ve depolama, yüzde 10,1 ile inşaat sektörü izledi. Yeni girişimlerin istihdam yaratma payı ise yüzde 4,9 seviyesinde gerçekleşti. 2023 yılına ait girişim doğum oranı yüzde 15,5 olurken, bu girişimlerin istihdamdaki payı da yüzde 4,9 olarak kaydedildi.
İller bazında bakıldığında, 2024 yılında kurulan girişimlerin yüzde 25,8’i İstanbul’da faaliyet göstermeye başladı. İstanbul’u yüzde 7,5 ile Ankara ve yüzde 6,5 ile İzmir takip etti. Bu tablo, büyük şehirlerin girişimcilik açısından cazibesini koruduğunu ve ekonomik faaliyetin ağırlıklı olarak metropollerde yoğunlaştığını ortaya koydu.
Öte yandan girişimlerin kapanma verileri de girişimcilik ekosisteminin diğer yüzünü yansıttı. 2022 yılında girişimlerin yüzde 12,9’u faaliyetini sonlandırırken, bu girişimlerin istihdamdaki payı yüzde 4,2 oldu. 2021 yılına ait ölüm oranı ise yüzde 11,9 olarak gerçekleşti ve istihdamdaki payı yüzde 4,1 seviyesinde kaldı. Kapanan girişimlerin sektör dağılımında da ticaret ilk sırada yer aldı. 2022 yılında ölen girişimlerin yüzde 35’i toptan ve perakende ticaret sektöründe faaliyet gösterirken, ulaştırma ve depolama yüzde 16,3, konaklama ve yiyecek hizmetleri ise yüzde 10,6 pay aldı. Bölgesel olarak bakıldığında, 2022 yılında kapanan girişimlerin yüzde 25,7’si İstanbul’da yer aldı; Ankara ve İzmir sırasıyla yüzde 7,0 ve yüzde 6,0 payla öne çıktı.
Hayatta kalma oranları ise girişimcilik açısından görece olumlu bir tablo sundu. 2023 yılında kurulan girişimlerin yüzde 78,3’ü 2024 yılında da faaliyetini sürdürdü. 2022 yılında kurulan girişimlerin bir yıllık hayatta kalma oranı yüzde 75,2, iki yıllık hayatta kalma oranı ise yüzde 58,6 olarak hesaplandı. Bu oranlar, yeni girişimlerin önemli bir bölümünün ilk yıllarda piyasada tutunabildiğini gösterdi.
Büyüme performansına bakıldığında, 2024 yılında hızlı büyüyen girişimlerin oranı yüzde 14,4 olurken, ceylan girişimler olarak tanımlanan genç ve hızlı büyüyen işletmelerin oranı yüzde 2,4 seviyesinde kaldı. Hızlı büyüyen girişimlerin sektör dağılımında imalat yüzde 23,5 ile ilk sırada yer aldı. Bunu yüzde 20,5 ile toptan ve perakende ticaret ile motorlu kara taşıtlarının onarımı, yüzde 15,2 ile inşaat sektörü izledi. Aynı yıl faaliyet gösteren girişimlerin genel sektör dağılımında ise imalat yüzde 27,0, ticaret yüzde 15,2 ve inşaat yüzde 12,4 pay aldı.
İmalat sanayine özel veriler, teknoloji düzeyi açısından dikkat çekici bir görünüm sundu. 2024 yılında imalat sanayinde doğan girişimlerin yüzde 57,8’i düşük teknoloji düzeyinde üretim yapan işletmelerden oluştu. Orta-düşük teknoloji grubunun payı yüzde 29,6, orta-yüksek teknolojinin payı yüzde 11,7, yüksek teknoloji grubunun payı ise yalnızca yüzde 0,9 olarak gerçekleşti. Bu tablo, katma değeri yüksek üretim yapan girişimlerin toplam içindeki payının hâlen sınırlı olduğunu gösterdi.
Kuruluş yıllarına göre ekonomik katkılar incelendiğinde, 2016-2020 döneminde kurulan girişimlerin 2024 yılındaki toplam cirodan aldığı pay yüzde 16,6 ile ilk sırada yer aldı. 2011-2015 yılları arasında kurulan girişimler yüzde 14,1’lik ciro payı ile ikinci sırada bulunurken, 2016-2020 döneminde kurulan girişimlerin istihdam payı yüzde 20,1 oldu. 2021 ve sonrasında kurulan girişimler ise istihdamın yüzde 17,4’ünü oluşturdu.
Dış ticaret tarafında ise daha köklü işletmelerin ağırlığı dikkat çekti. Kuruluş yılı 1990 ve öncesi olan girişimler, 2024 yılında ihracatın yüzde 17,3’ünü ve ithalatın yüzde 28,4’ünü gerçekleştirdi. 1996-2000 yılları arasında kurulan girişimler ise yüzde 16,3’lük ihracat ve ithalat paylarıyla öne çıktı.
Genel tablo, Türkiye’de girişimciliğin nicelik olarak canlılığını koruduğunu, ancak sektör ve teknoloji düzeyi açısından dönüşüm ihtiyacının sürdüğünü gösteriyor. Ticaret ağırlıklı yapı, kısa vadede istihdam ve ekonomik hareketlilik sağlasa da, uzun vadeli büyüme için imalat ve yüksek teknoloji odaklı girişimlerin desteklenmesinin kritik önem taşıdığı değerlendiriliyor.










