Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) yayımladığı Kasım 2025 dönemi “Finansal Yatırım Araçlarının Reel Getiri Oranları” verileri, yatırımcıların hangi enstrümanlarla kazandığını, hangileriyle kaybettiğini net biçimde ortaya koydu. Aylık bazda en yüksek reel getiriyi mevduat faizi sağlarken, üç aylık, altı aylık ve yıllık değerlendirmelerde zirvenin değişmediği ve altının açık ara öne çıktığı görüldü.
Kasım ayında en yüksek aylık reel getiri, enflasyon etkisinden arındırıldığında brüt mevduat faizinde gerçekleşti. Yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) ile indirgendiğinde mevduat faizi yatırımcısına yüzde 2,21, tüketici fiyat endeksi (TÜFE) ile indirgendiğinde ise yüzde 2,18 oranında reel kazanç sağladı. Bu tablo, yüksek faiz ortamında kısa vadeli ve düşük riskli yatırım arayanlar için mevduatın cazibesini koruduğunu gösterdi.
Aynı dönemde bazı yatırım araçları sınırlı da olsa yatırımcısına kazandırdı. Yİ-ÜFE bazında Devlet İç Borçlanma Senetleri yüzde 1,89, BIST 100 endeksi yüzde 0,50 ve Amerikan doları yüzde 0,26 oranında reel getiri sundu. TÜFE’ye göre bakıldığında ise DİBS yüzde 1,86, BIST 100 yüzde 0,47 ve dolar yüzde 0,23 oranlarında kazanç sağladı. Buna karşılık külçe altın ve Euro, kasım ayında her iki enflasyon göstergesine göre de yatırımcısına reel kayıp yaşattı. Bu durum, altının uzun vadede güçlü görünümüne rağmen kısa vadede dalgalanmalara açık olduğunu bir kez daha ortaya koydu.
Üç aylık değerlendirmede tablo tamamen değişti. Külçe altın, bu sürede yatırımcısına en yüksek reel getiriyi sağlayan yatırım aracı oldu. Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 23,52, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 21,53 oranında reel kazanç sağlayan altın, açık ara liderliğe yerleşti. Aynı dönemde BIST 100 endeksi ise en zayıf performansı sergileyerek yatırımcısına reel kayıp yaşattı. Endeks, Yİ-ÜFE bazında yüzde 6,83, TÜFE bazında ise yüzde 8,33 oranında değer kaybetti.
Altı aylık veriler de altının üstünlüğünü pekiştirdi. Külçe altın, Yİ-ÜFE’ye göre yüzde 23,30, TÜFE’ye göre yüzde 22,74 oranlarında reel getiri sağlayarak yine zirvede yer aldı. Bu dönemde en çok kaybettiren yatırım aracı ise Amerikan doları oldu. Dolar, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 2,88, TÜFE ile indirgendiğinde yüzde 3,32 oranlarında yatırımcısına reel kayıp yaşattı.
Yıllık değerlendirmede ise altın ile diğer yatırım araçları arasındaki fark daha da açıldı. Külçe altın, Yİ-ÜFE bazında yüzde 47,77, TÜFE bazında ise yüzde 43,44 oranında reel getiri sağlayarak açık ara farkla en kazançlı yatırım aracı oldu. Yıllık bazda mevduat faizi ve DİBS gibi daha düşük riskli araçlar da enflasyona karşı yatırımcısını korumayı başardı. Yİ-ÜFE’ye göre mevduat faizi yüzde 10,91, DİBS yüzde 5,79 ve Euro yüzde 4,90 oranında reel getiri sundu. TÜFE’ye göre hesaplandığında ise mevduat faizi yüzde 7,66, DİBS yüzde 2,69 ve Euro yüzde 1,82 oranında kazanç sağladı.
Buna karşın Amerikan doları ve BIST 100 endeksi, yıllık değerlendirmede her iki enflasyon göstergesine göre de yatırımcısına reel kayıp yaşattı. Bu tablo, özellikle borsada seçim sonrası toparlanma beklentilerine rağmen dalgalı seyrin sürdüğünü ve dövizde getirinin enflasyon karşısında zayıf kaldığını gösterdi.
Uzmanlara göre TÜİK verileri, yatırımcı açısından önemli bir mesaj içeriyor: Kısa vadede faiz oranları güçlü olduğu sürece mevduat cazibesini korurken, orta ve uzun vadede altın, enflasyona karşı en güçlü korunma aracı olmayı sürdürüyor. Portföy çeşitlendirmesi yapan yatırımcılar için ise tek bir enstrümana bağlı kalmak yerine vade ve risk dengesine göre dağılım yapmak, dalgalı ekonomik ortamda daha sağlıklı sonuçlar doğuruyor.











