Hisse Yüzde 10 Düştüğünde Nasıl Davranmalı?

Yatırımcının görevi, düşüşlere kapılıp panikle hareket etmek değil, nedenlerini doğru analiz edip buna uygun strateji geliştirmektir.

Borsada yatırım yapanların en çok karşılaştığı durum, aldıkları hissenin değer kaybetmesidir. Kimi zaman yüzde 5’lik, yüzde 10’luk düşüşler olur; kimi zaman ise kayıplar yüzde 20 ve üzerine çıkar. Bu noktada asıl belirleyici olan şey, yatırımcının bu düşüşler karşısında nasıl davrandığıdır. Çünkü borsada kazananlarla kaybedenleri ayıran temel fark, doğru zamanda doğru tepkiyi verebilme yeteneğidir.

Bir hisse yüzde 10 düştüğünde, öncelikle paniğe kapılmadan soğukkanlı bir şekilde değerlendirme yapmak gerekir. Bu düşüşün nedeni nedir? Genel piyasa koşullarından kaynaklanan bir satış dalgası mı, yoksa şirketin kendisine özgü bir sorun mu? Eğer düşüş piyasa genelinde yaşanan bir düzeltmeden kaynaklanıyorsa, çoğu zaman geçicidir ve yatırımcı için alım fırsatı bile olabilir. Ancak şirketin temelinde bir bozulma varsa, yani bilanço zayıflamış, borçluluk artmış ya da sektöründe ciddi bir risk oluşmuşsa, bu durumda düşüşün devam etme ihtimali göz önünde bulundurulmalıdır. Yüzde 10’luk kayıp, yatırımcıya yeniden analiz yapması için bir işaret fişeği gibidir.

Düşüş yüzde 20 seviyesine ulaştığında ise durum daha kritiktir. Bu noktada yatırımcıların kendilerine şu soruları sorması gerekir: Hisseyi hangi beklentiyle aldım? Bu beklenti halen geçerli mi? Şirketin uzun vadeli hikâyesinde bir bozulma var mı? Eğer beklentiler hâlâ geçerliyse ve şirketin geleceğine güveniliyorsa, yüzde 20’lik kayıp bazen sabırlı bir yatırımcı için uzun vadeli fırsata dönüşebilir. Ancak beklentiler bozulmuşsa, zararı kabullenip çıkmak çoğu zaman en doğru adımdır. Çünkü borsada önemli olan kayıpları sınırlamak ve sermayeyi koruyabilmektir.

Burada altı çizilmesi gereken bir diğer nokta da portföy yönetimidir. Tek bir hisseye yoğun yatırım yapan bir yatırımcı için yüzde 20’lik kayıp büyük bir darbe olabilir. Ancak çeşitlendirilmiş bir portföyde bu kayıp dengelenir. Aynı şekilde nakit rezervi olan yatırımcı, böyle bir düşüşü fırsata çevirecek esnekliğe sahip olur. Bu nedenle hisse seçiminden çok, portföy dengesi ve risk yönetimi de kritik önem taşır.

Borsada hisse fiyatları her zaman doğrusal hareket etmez. Yükselişler olduğu kadar düşüşler de bu yolculuğun doğal bir parçasıdır. Yatırımcının görevi, düşüşlere kapılıp panikle hareket etmek değil, nedenlerini doğru analiz edip buna uygun strateji geliştirmektir. Yüzde 10’luk düşüşte yeniden değerlendirme yapmak, yüzde 20’lik kayıpta ise beklentileri sorgulayıp gerektiğinde zararı kesmek, uzun vadeli başarı için en akılcı yaklaşımdır.