Borsa İstanbul’da Dalgalı Gün

BIST 100 Endeksi Günü Düşüşle Kapattı: Piyasada Karmaşık Seyir

Borsa İstanbul, haftanın kapanışını yüzde 0,76’lık bir düşüşle 10.954,50 puandan tamamladı. Toplam işlem hacminin 100,4 milyar lira seviyesinde gerçekleştiği günde, piyasada genel bir satış dalgası hakimdi. Özellikle bankacılık ve holding endeksleri sırasıyla %0,58 ve %0,19’luk düşüşlerle günü negatif bölgede bitirdi.

Endeksteki genel düşüşe rağmen, sektör bazlı hareketlilikler farklı bir tablo çizdi. Finansal kiralama ve faktoring sektörü %3,44’lük bir artışla günü en karlı kapatan sektör olurken, madencilik sektörü %3,07’lik kayıpla en fazla değer kaybeden alan oldu. Bu durum, piyasada belirli sektörlere yönelik risk iştahının devam ettiğini, ancak genel anlamda temkinli bir bekleyişin hakim olduğunu gösteriyor.

Piyasaların bugünkü seyrinde hem yerel hem de küresel faktörler etkili oldu. ABD’den gelen enflasyon verilerinin beklentilerin hafif altında kalması, küresel piyasalarda karışık bir tabloya yol açtı.

Türkiye ekonomisine dair öne çıkan bir diğer gelişme ise TCMB’nin haziran ayı cari işlemler verileriydi. Haziran ayında cari işlemler hesabı 2 milyar 6 milyon dolar açık verirken, yıllıklandırılmış cari açık 18,9 milyar dolar civarında seyrediyor. Özellikle dış ticaret açığının 63,3 milyar dolara ulaşması, ülkenin dış finansman ihtiyacının sürdüğüne işaret ediyor. Bu durum, TL varlıklar üzerinde baskı oluşturabilecek önemli bir risk faktörü olarak değerlendiriliyor.

Analistler, yatırımcıların dikkatini önümüzdeki günlerde açıklanacak verilere çekiyor. Yurtiçinde konut satışları verisi takip edilecekken, yurtdışında ise Japonya’da Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE), Almanya’da Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) ve ABD’de mortgage başvuruları gibi kritik veriler piyasaların yönünü belirlemede etkili olabilir.

Teknik olarak BIST 100 endeksi için 10.850 ve 10.750 seviyeleri destek, 11.050 ve 11.150 seviyeleri ise direnç noktaları olarak öne çıkıyor. Yatırımcıların bu seviyeleri yakından takip etmesi, kısa vadeli stratejilerinde önemli bir rol oynayabilir.

Mevcut piyasa koşullarında yatırımcıların portföy çeşitlendirmesine ve risk yönetimine her zamankinden daha fazla önem vermesi gerekiyor. Özellikle küresel enflasyon ve faiz politikalarındaki gelişmelerin Türkiye piyasaları üzerindeki olası etkileri göz önünde bulundurulmalı. Dış ticaret açığı gibi makroekonomik verilerin TL varlıklar üzerindeki baskısını yönetmek adına, yatırımcıların kısa vadeli dalgalanmalara karşı hazırlıklı olması büyük önem taşıyor.

Bu karmaşık ortamda piyasa, makroekonomik gelişmelere ve jeopolitik risklere karşı oldukça hassas bir durumda. Yatırımcıların sakin ve stratejik adımlar atması, belirsizliğin hakim olduğu bu süreçte en doğru yaklaşım olacaktır.