Küresel piyasalarda yaşanan son gelişmeler, yatırımcıların portföylerinde güvenli liman arayışlarını yeniden gündeme taşıdı. Özellikle jeopolitik tansiyonun arttığı ve ABD merkezli para politikalarının belirsizlik yarattığı bu dönemde, altın fiyatlarında yaşanan dalgalanmalar dikkat çekici boyutlara ulaştı. Yılın ilk yarısında yaşanan hareketlilik, özellikle ons altında 3.500 dolar seviyesinin test edilmesiyle zirve yaptı. Gram altın ise iç piyasadaki kur etkisinin katkısıyla 4.370 TL’ye kadar yükseldi. Ancak son günlerde, başta Ortadoğu merkezli jeopolitik gelişmelerde gözlenen yumuşama ve ABD Başkanı’nın barış mesajları, fiyatlamalara doğrudan yansıdı ve altın fiyatlarında kâr satışlarını tetikledi.
Piyasaların gündeminde öne çıkan başlıklar arasında, Orta Doğu’daki gerilimin yavaşlamasıyla birlikte ons altında görülen geri çekilme ilk sırayı alıyor. Ateşkesin fiyatlandığı bu ortamda, 3.316 dolar seviyelerine kadar gerileyen ons altın, yeniden 3.325 dolar seviyesinde denge arayışına girdi. Paralel biçimde gram altında da düşüş gözlendi ve fiyat 4.224 TL seviyelerine kadar indi. Ancak genel görüş, bu tür geri çekilmelerin kalıcı olmayacağı ve yatırımcılar açısından uzun vadeli bir alım fırsatı yaratabileceği yönünde.
Piyasa analistleri, mevcut koşullarda ons altının 3.250–3.500 dolar bandında dalgalanmasının olası olduğunu belirtiyor. Özellikle 3.250 dolar seviyesinin önemli bir teknik destek olarak öne çıktığı, bu seviyenin altında kalıcı bir düşüş trendinin zayıf ihtimal olduğu ifade ediliyor. Bunun yanında, kısa vadede 3.350 ve 3.285 dolar seviyelerinin destek, 3.415 ve 3.450 dolar seviyelerinin ise direnç noktaları olarak dikkatle izlenmesi gerektiği vurgulanıyor.
Yatırımcılar için gram altın cephesinde ise farklı bir dinamik devrede. İç piyasada kurun etkisinin ons altına kıyasla çok daha belirleyici olduğu görülüyor. Bu nedenle dolar/TL kurundaki hareketlerin, gram altının yönünü belirlemede başlıca etken olacağı değerlendiriliyor. Kurda yaşanabilecek sınırlı artışlar bile gram altının yukarı yönlü ivmesini destekleyebilir. Analizler, gram altının eylül ayı sonunda 4.400–4.600 TL bandında dengelenebileceğini öngörüyor. Kurun 42,00 seviyesini aşması ve ons altının 3.400 dolar civarında seyretmesi durumunda ise bu bant aralığının üst seviyelerinin test edilmesi mümkün görünüyor.
Altının seyrini etkileyecek dört temel başlık ön plana çıkıyor: Jeopolitik risklerin şiddeti ve yayılma kapasitesi, ABD’nin Çin’e yönelik ticaret politikalarındaki olası değişiklikler, ABD yönetiminin diğer ülkelere uygulayacağı tarifelerin kapsamı ve FED’in faiz indirimi konusunda takınacağı tavır. Bu faktörlerin her biri, altın fiyatlarında dalgalanmayı artırma potansiyeline sahip.
Teknik göstergeler de uzun vadeli yükseliş beklentisini destekliyor. Özellikle 8 aylık hareketli ortalamaların üzerinde kalmaya devam eden altın fiyatları, bu dönemde oluşabilecek kısa vadeli geri çekilmelerin, uzun vadeli yükseliş trendine zarar vermeyeceği yönünde sinyaller veriyor. Bu da yatırımcıların düşüşleri bir ‘alım’ fırsatı olarak değerlendirmeleri gerektiğini düşündürüyor.
Sonuç olarak, altın piyasasında görülen son düşüşler, mevcut jeopolitik ve ekonomik şartlar ışığında geçici olarak yorumlanıyor. Özellikle hem küresel belirsizliklerin devam etmesi hem de merkez bankalarının altın alımlarını sürdürmesi, uzun vadede altına olan talebin canlı kalmasını sağlıyor. Dolar/TL’deki hareketlilikle desteklenen gram altının da ons altına kıyasla daha güçlü bir görünüm sergilemesi bekleniyor. Bu nedenle altındaki kısa vadeli gerilemeler, uzun vadeli yatırımcılar için fırsat olarak değerlendirilmeye devam ediyor.










