2026’ya Giderken Finans Uygulamaları Yeni Bir Ekonomik Dönemi Şekillendiriyor

Finans uygulamaları 2026’ya giderken gömülü finans, açık finans ve süper uygulamalarla kullanıcı alışkanlıklarını kökten dönüştürüyor.

Finans uygulamaları, yalnızca bankacılık işlemlerini dijitalleştiren araçlar olmaktan çıkarak kullanıcıların para ile kurduğu ilişkiyi kökten dönüştüren ekosistemlere dönüşüyor. Alanında öncü ölçümleme ve analitik şirketi Adjust’ın Finans Uygulamaları İçgörüleri Raporu 2025, bu dönüşümün boyutlarını net rakamlarla ortaya koyuyor. 2024 yılı itibarıyla finans uygulamaları dünya genelinde 7 milyarın üzerinde indirildi ve kullanıcılar bu platformlarda toplamda 21 milyar saat geçirdi. Bu veriler, finansal teknolojilerin artık günlük yaşamın ayrılmaz bir parçası haline geldiğini gösteriyor.

Alt segmentlere bakıldığında büyümenin daha da derinleştiği görülüyor. Tüketici bankacılığı uygulamaları 2 milyar indirmeyi aşarak dijital bankacılığın küresel ölçekte benimsendiğini ortaya koyarken, dijital cüzdanlar ve anlık ödeme ağlarının 2028’e kadar küresel ödeme gelirlerini 3 trilyon dolar seviyesine taşıması bekleniyor. Kripto uygulamaları, yaşanan dalgalı dönemin ardından yeniden ivme kazanmış durumda ve 2025’te 580 milyon mobil kullanıcıya ulaşacağı öngörülüyor. Hisse senedi alım-satım uygulamaları ise 2024 yılında 25 milyar doları aşan gelirleriyle çift haneli büyümesini sürdürerek bireysel yatırımcı ilgisinin kalıcı hale geldiğini kanıtlıyor.

Bu hızlı büyüme, finansal hizmetlerin sunulma biçiminde de önemli değişimleri beraberinde getiriyor. Finans artık tek başına bir uygulama deneyimi değil; e-ticaret, mobilite ve yaşam tarzı platformlarının içine entegre edilen bir hizmet haline geliyor. Ödemeden krediye, sigortadan taksitli alışverişe kadar pek çok finansal çözüm, kullanıcı fark etmeden günlük dijital deneyimlerin bir parçası oluyor. Gömülü finans olarak adlandırılan bu yaklaşımın pazar büyüklüğünün 2030’a kadar 690 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Bu da finans uygulamalarının görünmez ama vazgeçilmez bir altyapıya dönüşeceğine işaret ediyor.

Öte yandan açık bankacılık anlayışı da sınırlarını genişleterek açık finans modeline evriliyor. Kullanıcılar yalnızca banka hesaplarını değil; yatırımlarını, sigorta ürünlerini ve farklı finansal varlıklarını tek bir platform üzerinden yönetmek istiyor. Bu talep, veri paylaşımını daha kapsamlı ve kullanıcı odaklı hale getirirken, küresel açık bankacılık pazarının 2030’da yaklaşık 135 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Bu dönüşüm, finans uygulamalarını birer “kontrol paneli” haline getirerek kullanıcı sadakatini artırıyor.

Finans uygulamalarının bir diğer kritik etkisi ise finansal erişim ve okuryazarlık alanında görülüyor. Bankacılık hizmetlerine erişimin sınırlı olduğu bölgelerde mobil uygulamalar önemli bir boşluğu dolduruyor. Mikro yatırım araçları, kredi skoru oluşturma çözümleri ve oyunlaştırılmış birikim özellikleri sayesinde kullanıcılar daha küçük tutarlarla yatırım yapabiliyor ve finansal alışkanlıklarını geliştirebiliyor. “Finansal iyi oluş” kavramı, artık sadece bireysel bir hedef değil, fintech şirketlerinin ürün stratejilerinin merkezinde yer alan bir değer haline geliyor.

Büyüyen kullanıcı tabanı ve artan işlem hacmi, regülasyon ihtiyacını da beraberinde getiriyor. Bu noktada regülasyon teknolojileri, yani RegTech çözümleri öne çıkıyor. KYC, AML ve işlem izleme süreçlerinin otomatikleşmesi, finans uygulamalarının farklı ülkelerdeki yasal gerekliliklere daha hızlı uyum sağlamasını mümkün kılıyor. Biyometrik doğrulama ve izin bazlı veri paylaşımı, hem kullanıcı güvenini artırıyor hem de manuel süreçlerin maliyetini düşürüyor. Uyumluluk artık sonradan eklenen bir zorunluluk değil, ürünün ayrılmaz bir parçası olarak konumlanıyor.

Asya’dan yükselen süper uygulama modeli ise finans dünyasının geleceğine dair önemli ipuçları sunuyor. Ödeme, birikim, yatırım ve günlük yaşam hizmetlerini tek bir çatı altında toplayan bu platformlar, kullanıcıya kesintisiz bir deneyim sunuyor. Batı pazarlarında ise bu model, API’ler ve stratejik iş ortaklıkları aracılığıyla daha modüler bir yapıda hayata geçirilmeye çalışılıyor. Amaç, kullanıcıyı farklı uygulamalar arasında dolaştırmadan tüm finansal ihtiyaçları tek bir ekosistemde karşılamak.

Tüm bu gelişmeler, finans uygulamalarının sadece teknolojik yenilikler sunmadığını; aynı zamanda kullanıcı davranışlarını, yatırım alışkanlıklarını ve ekonomik yapıları da dönüştürdüğünü gösteriyor. 7 milyardan fazla indirme ve trilyon dolarlık gelir potansiyeliyle hızla büyüyen bu pazarda, veri odaklı pazarlama, kişiselleştirme ve kullanıcı deneyimi optimizasyonu şirketler için kritik bir rekabet avantajı haline geliyor. 2026’ya yaklaşırken geleceğin finans deneyimi; daha entegre, daha erişilebilir ve kullanıcıyı merkeze alan bir anlayış üzerine inşa ediliyor. (Başak Zerman, Adjust Türkiye, Orta Doğu ve Afrika Direktörü)