2025, Gümüş için “Gümüş Gibi” Bir Yıl Olarak Tarihe Geçti

2025’te gümüş, altını geride bıraktı. ETF talebi, arz sıkıntısı ve yeşil enerji etkisiyle gümüş yüzde 100’e yakın yükseldi.

Piyasalar 2025’e girerken çoğu yatırımcının aklında yine tek bir soru vardı: Altın ne kadar daha yükselebilir? Ancak yıl ilerledikçe bambaşka bir tablo ortaya çıktı. Altın güçlü bir ralli yapsa da, 2025’in asıl yıldızı sessiz sedasız ilerleyen gümüş oldu. Yılbaşından bu yana gümüş, yıl içi zirvesine göre yüzde 100’e yaklaşan bir yükseliş kaydederek altının yaklaşık yüzde 60’lık performansını geride bıraktı. Bu tablo, gümüşün yalnızca altının gölgesinde hareket eden ikincil bir değerli metal olmadığını güçlü biçimde hatırlattı.

Bu dönüşümün arka planında ABD’de Trump yönetimiyle birlikte öne çıkan sıra dışı ekonomi politikaları önemli rol oynadı. Para politikalarındaki belirsizlik, küresel ticaret gerilimleri ve artan jeopolitik riskler, yatırımcıları yeniden güvenli liman arayışına itti. Altın bu rolün klasik adresi olsa da, daha sınırlı ve kırılgan bir piyasaya sahip olan gümüş, bu koşullarda çok daha sert ve hızlı tepki verdi. Güvenli liman ihtiyacı, gümüşte birikmiş potansiyelin açığa çıkmasına zemin hazırladı.

Bunu en net gösteren göstergelerden biri altın/gümüş rasyosu oldu. İki metal arasındaki uzun vadeli dengeyi yansıtan bu oran, 2025’te sert şekilde daraldı. Nisan ayında 105 seviyelerine kadar çıkan rasyo, yılın sonuna yaklaşılırken 70’lerin ortasına geriledi. Bu düşüş, gümüşün altına kıyasla ciddi bir güç kazandığını ve yatırımcı algısının değiştiğini ortaya koydu. Tarihsel olarak bu tür daralmalar, gümüş lehine yeni bir fiyatlama dönemine işaret ediyor.

Gümüş rallisinin arkasındaki en güçlü itici kuvvetlerden biri ise ETF’ler oldu. Son yıllarda gümüşe yatırımın en pratik yolu haline gelen borsa yatırım fonları, 2025’te yeniden yoğun talep gördü. ETF’lerin yapısı gereği, fonlara giren her yeni sermaye karşılığında fiziki gümüş alımı yapılması gerekiyor. Zaten dar olan fiziki piyasadan önemli miktarda metal çekilmesi, arz tarafındaki kırılganlığı daha da artırdı. Böylece ETF girişleri, gümüş rallisine adeta sürekli yakıt sağlayan bir mekanizmaya dönüştü.

Bu süreci güçlendiren bir başka kritik gelişme ise ABD yönetiminin gümüşü ilk kez “kritik mineraller” listesine dahil etmesi oldu. Bu adım, gümüşün yalnızca bir yatırım aracı değil, aynı zamanda stratejik bir kaynak olarak görüldüğünün de işaretiydi. Özellikle teknoloji ve enerji güvenliği açısından gümüşün rolünün resmî olarak tanınması, orta ve uzun vadeli beklentileri önemli ölçüde değiştirdi.

Gümüşün bu kadar güçlü performans göstermesinin ardında talep tarafındaki dönüşüm de yatıyor. Tarih boyunca “fakir adamın altını” olarak anılan gümüş, günümüzde modern ekonominin temel taşlarından biri haline gelmiş durumda. Yarı iletkenler, tıbbi cihazlar, güneş panelleri ve elektrikli araç bataryaları başta olmak üzere birçok stratejik alanda gümüş kritik bir girdi olarak kullanılıyor. Yeşil enerji dönüşümü hızlandıkça, gümüşe olan endüstriyel talep de yapısal bir şekilde artıyor. Buna mücevherat sektörü ve bireysel yatırımcı talebi eklendiğinde, metal üzerindeki baskının neden arttığı daha net anlaşılıyor.

Altın ile gümüş arasındaki en temel farklardan biri de rezerv yapısında kendini gösteriyor. Altın, merkez bankalarının yaklaşık 700 milyar dolarlık rezerv gücüyle desteklenirken, gümüşte böyle bir tampon mekanizması bulunmuyor. Bu da arz tarafında yaşanan en küçük sıkışıklığın bile fiyatlara çok daha sert yansımasına neden oluyor. Gümüş fiyatlarının ekonomik büyüme döngülerine, faiz oranlarına ve sanayi üretimine bu kadar hassas tepki vermesi, 2025 gibi belirsizliklerle dolu bir yılda hareketi büyüten bir etken oldu.

Elbette bu denli güçlü ralliler sonrasında kâr realizasyonları ve sert dalgalanmalar kaçınılmazdır. Ancak büyük resme bakıldığında tablo net: 2025’te gümüşün altını geride bırakması bir tesadüf değil. Yapısal arz sorunları, yeşil enerji dönüşümünün yarattığı kalıcı talep ve küresel belirsizliklerin tetiklediği güvenli liman ihtiyacı, gümüş için güçlü bir hikâye yarattı. ETF girişleri ve stratejik metal algısındaki değişim de bu hikâyeyi destekledi. Kısacası 2025, gümüş için gerçekten de “gümüş gibi” bir yıl olarak tarihe geçti.